hep söyle sen..
vur kelâmların kalbine kalbine.. kısa ya da uzun :)
ve hep yaz..
gönlümüzün aktığı kaleminde mürekkep kurumasın hiç..
sebeb-i tebessümümsün :)
hatırlıyorum da sevgini göstermezsen, sevgimi göremezsin derdin..
sen to silencio bebe.. ben lady d’abranville çalsın derdim.
hatırlıyorum da ‘’ an-ları yaşıyorduk ‘’ o zamanlar.
o ışık neden söndü?
bizi 'biz' yapan ben- ler yok mu oldu..
ya da daha çok 'ben' mi ekledik kendimize.
bencilleştik ve her birimiz kendi dünyamızda ‘tek’ haline mi geldik..
demiştim sana,
önemli olan zamana bırakmak değil,
geçen zamanda ne hissettiklerimizidir.
aslolan, zamanla ‘’bırakamamaktır ‘’
şimdi bana geçen o zamanın dayanılmaz sancısı kalıyor..
geride kalma.. çok yukarı da tırmanma..
unutma, en iyi ortadan görünür dünya :)
kaprisleri aşıp, zamanın ötesinde yaşamalı bazen,
zaman nedir bilmeden..
vaz geçmek kolay da, bu piyesin oynanması lazım..
birinin perdeyi açması lazım :)
sırra kadem basmadım.. sustumsa vardır bir bil (me) diğim..
belki de ruhum, firari tahayyüldeki yıldız tozunda..
şimdi kendi kendimizle oyalanma vakti,
kafa kafaya verip birlikte daha yapabileceğimiz o kadar çok şey varken..
bir mehlika sultan uğruna, gece şehrin limanından nice deryalara yelken açtık..
ama ne sevdası ile yaşadığımız sultanı bulabildik,
ne de ayrıldığımız limana geri dönebildik :))
bu dünya bir rüyadır aslında, hayra yorulması gereken..
ve yaşadığımız her an için niye hakkını ister ki bizden,
bilmiyor mu sanki mahsustan yaşadığımızı :))
alışkanlıklarımız, çoğu zaman bizi koruyan / kollayan / kendimizi güvende hissettiğimiz kalelerimiz olur..
sevmesek de, beğenmesek de yanlış olduklarını bilsek de hiç bir konuda gösteremediğimiz kararlılığı, alışkanlıklarımızı terk etmemek konusunda gösteririz.
çünkü ardından gelebilecek olandan, gelebilecek olanın belirsizliğinden..
hayatımızı altüst etmesinden, içinde bulunduğumuz karanlıktan daha beter karanlıklara itilmekten..
sıfırdan başlamaktan, pişman olmaktan, önceki durumumuzu özleyip bir daha asla geri dönememekten korkarız.
karanlık bir dünyanın, aydınlık kalabilmiş yüreklerini arıyordun aslında..
zira konuştukça azalıyordu anlatacak şeylerin.. vee anlattıkça artıyordu anlamızlıkların..
hoş bir ütopyaya ulaşmaktı belki tüm çırpınmaların..
güven duygunun oluşmasını istiyordun, yüzyıllara meydan okuyan kale surları gibi..
asil yürekler arıyordun, debelenmelerinin sonu geldiğinde sığınacak bir liman olan.
vee o limanda seni bekleyen, hasretle sana el sallayan bir zıt ruh ikizini arıyordun..
bir mucize olur da bulabilirnisin O’nu? ..ihtimal ki evet.
zira bulanlar, arayanlardır
Sözleri olmayan bir müzik çalıyor…piyano ve gitar uyum içinde, yine her zamanki büyüleyici haliyle..
Benim şehrimde akşam oluyor…
Senin şehrine giden yollarda ise gün devam ediyor…senin şehrine giden yollarda yürüyorum ben yıllardır…
Her şey yarım kalmış gibi dursa da ‘ eksikliğiyle tamamlıyor hayat ‘ insanı..
Gülümsemek gerek dediğimiz hayatlar içinde akıp gidiyoruz işte.. tüm olumsuzluklara rağmen.
bir ezgiysen hoşlukla hitap etmelisin kulağa..
bir manidar sözsen, yerleşmelisin akıllara hiç çıkmamak üzere..
bir senfoni olup besteleneceksen, bilmelisin kii 1 yanlış nota heder eder tüm eseri..
bir tablo olacaksan, hayata ve de insana dair tüm renkleri ihtiva etmelisin..
şimdi soruyorum sana, nedir ‘’ yeryüzüne düşmüş ‘’ en güzel dileğin :)
seni tanımak,puslu bir gecede gökyüzündeki kutup yıldızını görmek gibi bişeydi..
ne kadar yaklaşılsa da erişilemeyen..
bir bahar esti bir yel geçti gönlümün beyaz sayfalarından
bir virgüldün durakladım,
noktayı hiç koyamadım senle olan hatıralarıma
yetenekli olmak kafi değil, sahaya inip göster hünerini azîzim..
yok öyle hep tribünden izlemek..
ekip ruhuna uygun olarak takıma katkı sağlasana, hem başarı sahada olur, tribünde değil. :)))
yokluğunda takım, telef olmuş halde vee şaşkınlıktan hep kendi kalesine gol atıyor bilesin. :)))
Kâfi gelir mi yaşanılanları özetlemeye harfler.. Hangi kelimeye sığar bir hayat.. Hangi cümle tam anlatabilir bir ömrü.. Sığmaz, yeterli olmaz, anlatılamaz.. En iyisi..bırak dağınık kalsın.. Hem zaten ne kadar gerekli ki kendini a ...
bakış açısı
03.09.2024 - 21:10üüfff bu gülün ne çok dikeni var..
ya da
dikenli bu çubuk ( dal) üzerinde ne hoş bir gül..
Yazılmamış Mektuplar
02.09.2024 - 22:37hep söyle sen..
vur kelâmların kalbine kalbine.. kısa ya da uzun :)
ve hep yaz..
gönlümüzün aktığı kaleminde mürekkep kurumasın hiç..
sebeb-i tebessümümsün :)
benlik
02.09.2024 - 22:35hatırlıyorum da sevgini göstermezsen, sevgimi göremezsin derdin..
sen to silencio bebe.. ben lady d’abranville çalsın derdim.
hatırlıyorum da ‘’ an-ları yaşıyorduk ‘’ o zamanlar.
o ışık neden söndü?
bizi 'biz' yapan ben- ler yok mu oldu..
ya da daha çok 'ben' mi ekledik kendimize.
bencilleştik ve her birimiz kendi dünyamızda ‘tek’ haline mi geldik..
esaret
02.09.2024 - 22:31En zor olanı da psikolojik esaret.
Ruhlar müebbete mahkum...
unutamamak
02.09.2024 - 22:30demiştim sana,
önemli olan zamana bırakmak değil,
geçen zamanda ne hissettiklerimizidir.
aslolan, zamanla ‘’bırakamamaktır ‘’
şimdi bana geçen o zamanın dayanılmaz sancısı kalıyor..
mûtedil
02.09.2024 - 22:28geride kalma.. çok yukarı da tırmanma..
unutma, en iyi ortadan görünür dünya :)
kaprisleri aşıp, zamanın ötesinde yaşamalı bazen,
zaman nedir bilmeden..
vaz geçmek kolay da, bu piyesin oynanması lazım..
birinin perdeyi açması lazım :)
Araf
02.09.2024 - 22:27artık hiçbir şey eskisi gibi değil..
ve yeni olan bir şey de yok..
sessiz sözler
02.09.2024 - 22:26sırra kadem basmadım.. sustumsa vardır bir bil (me) diğim..
belki de ruhum, firari tahayyüldeki yıldız tozunda..
şimdi kendi kendimizle oyalanma vakti,
kafa kafaya verip birlikte daha yapabileceğimiz o kadar çok şey varken..
mehlika sultan
02.09.2024 - 22:24bir mehlika sultan uğruna, gece şehrin limanından nice deryalara yelken açtık..
ama ne sevdası ile yaşadığımız sultanı bulabildik,
ne de ayrıldığımız limana geri dönebildik :))
İçine atmak
02.09.2024 - 22:23İnsan bazen kendini nereye atacağını bilemez..
Olabilecek en kötü yere, kendini kendi içine atar..
dünya
02.09.2024 - 22:22bu dünya bir rüyadır aslında, hayra yorulması gereken..
ve yaşadığımız her an için niye hakkını ister ki bizden,
bilmiyor mu sanki mahsustan yaşadığımızı :))
alışkanlıktan kopamamak
01.09.2024 - 12:14alışkanlıklarımız, çoğu zaman bizi koruyan / kollayan / kendimizi güvende hissettiğimiz kalelerimiz olur..
sevmesek de, beğenmesek de yanlış olduklarını bilsek de hiç bir konuda gösteremediğimiz kararlılığı, alışkanlıklarımızı terk etmemek konusunda gösteririz.
çünkü ardından gelebilecek olandan, gelebilecek olanın belirsizliğinden..
hayatımızı altüst etmesinden, içinde bulunduğumuz karanlıktan daha beter karanlıklara itilmekten..
sıfırdan başlamaktan, pişman olmaktan, önceki durumumuzu özleyip bir daha asla geri dönememekten korkarız.
acı
01.09.2024 - 12:12Sadece ızdırap çekmekten ibaret değildir.
Aynı zamanda, yaşadığımızın delilidir..
duvar yazısı
01.09.2024 - 12:11ellerinde MOR ojesi..
pek zordur, bilmecesi :)
sırlar dünyası
01.09.2024 - 12:07Âlem içinde ne mucizeler var,
Keşfedilmeyi bekleyen seyyare gibi,
Vee bu âlemde nice nice sırlar var,
Âlem içinde, âlem gibi...
beklenmedik bir anda
01.09.2024 - 12:07karanlık bir dünyanın, aydınlık kalabilmiş yüreklerini arıyordun aslında..
zira konuştukça azalıyordu anlatacak şeylerin.. vee anlattıkça artıyordu anlamızlıkların..
hoş bir ütopyaya ulaşmaktı belki tüm çırpınmaların..
güven duygunun oluşmasını istiyordun, yüzyıllara meydan okuyan kale surları gibi..
asil yürekler arıyordun, debelenmelerinin sonu geldiğinde sığınacak bir liman olan.
vee o limanda seni bekleyen, hasretle sana el sallayan bir zıt ruh ikizini arıyordun..
bir mucize olur da bulabilirnisin O’nu? ..ihtimal ki evet.
zira bulanlar, arayanlardır
hayat sürmek
01.09.2024 - 12:05Sözleri olmayan bir müzik çalıyor…piyano ve gitar uyum içinde, yine her zamanki büyüleyici haliyle..
Benim şehrimde akşam oluyor…
Senin şehrine giden yollarda ise gün devam ediyor…senin şehrine giden yollarda yürüyorum ben yıllardır…
Her şey yarım kalmış gibi dursa da ‘ eksikliğiyle tamamlıyor hayat ‘ insanı..
Gülümsemek gerek dediğimiz hayatlar içinde akıp gidiyoruz işte.. tüm olumsuzluklara rağmen.
dilek tutmak
01.09.2024 - 12:04bir ezgiysen hoşlukla hitap etmelisin kulağa..
bir manidar sözsen, yerleşmelisin akıllara hiç çıkmamak üzere..
bir senfoni olup besteleneceksen, bilmelisin kii 1 yanlış nota heder eder tüm eseri..
bir tablo olacaksan, hayata ve de insana dair tüm renkleri ihtiva etmelisin..
şimdi soruyorum sana, nedir ‘’ yeryüzüne düşmüş ‘’ en güzel dileğin :)
akıl
01.09.2024 - 12:01Delilik ile velîlik arsındaki çok ince bir çizgi...
hatıralar
01.09.2024 - 12:00seni tanımak,puslu bir gecede gökyüzündeki kutup yıldızını görmek gibi bişeydi..
ne kadar yaklaşılsa da erişilemeyen..
bir bahar esti bir yel geçti gönlümün beyaz sayfalarından
bir virgüldün durakladım,
noktayı hiç koyamadım senle olan hatıralarıma
potansiyelini sahaya yansıtamamak
01.09.2024 - 11:59yetenekli olmak kafi değil, sahaya inip göster hünerini azîzim..
yok öyle hep tribünden izlemek..
ekip ruhuna uygun olarak takıma katkı sağlasana, hem başarı sahada olur, tribünde değil. :)))
yokluğunda takım, telef olmuş halde vee şaşkınlıktan hep kendi kalesine gol atıyor bilesin. :)))
patavatsız
30.08.2024 - 22:15Patavatsızlık, bir renk olabilir.
Bir ezber bozanlık ta..
Fakaat bir durum, bir itiraz, bir karşı düşünce getirmek eylemi olamaz..!
şiirlerde yaşamak
30.08.2024 - 22:13Sustum; pencereleri yağmurludur şiirin
Kırılgan bir kapının ardında kaldı gökler.
Nurullah GENÇ
ruhumuz coşar, bu eseri ne zaman okusak...
sayfana bakıyordum, okumama vesile oldun yeniden...
hoşça bakasın zatına..
öze yönelmek
30.08.2024 - 22:11meyvenin kabuğunda dolaşan böcek, meyvenin lezzetini bilemez..
lnsan da böyledir..
mâna, insanın suretinde değil, sîretinde gizlidir.
Toplam 279 mesaj bulundu