© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Bir Gece Vakti Nedire Yazılan Yorumlar Sayfası
10 Mayıs 2025 Cumartesi - 06:49:53
Bir Gece Vakti
24.09.2023 - 01:31RÜZGAR
Siz onu arayamazsınız o gelip bulur sizi, hatta yoklar, varlığını hissettirir. Sonra da anlatır, öğretir dilini…
Bunu bahçemde hissettiğimden beri, kendime yaptığım rüzgar gülleri, fırıldaklarda; bahçemi donatan asmalarda, badem, kiraz armut, incir, limon, incir ağaçlarında rüzgarın dilini öğrenmeye vermiştim kendimi.
Öyle ki; her esintinin adı anlamı kendini anlatadururdu bahçemde; yıldız, poyraz, gündoğusu, keşişleme, kıble, lodos, karayel, günbatısı…
Evet her biri anlatırdı kendini.
Tüm bunları ben Muzaffer’den öğrenmiştim.
Bahçemde Muzaffer’le toprağa oturup söyleşirdik…
‘’Rüzgar ömrü uzatır beyim’’ derdi. İnsanın içindeki acının, sızının, ağrının hem nedenidir hem de dermanı’’ sözüne inanmış, bağlanmıştım. Şu sözleri usumda ve yüreğimde kalmıştı;
‘’gel zaman git zaman insan insandan, zaman zamandan iyilik çalışmaktan koptu… Viran günlere kaldık. El değiştirdi her şey. Yerler, insanlar… sonrası yıkıntı… Yeniden canlanır mı bilmem!’’
Tüm bunları Zehra ve Ozan’a anlatınca artık şehre neden inmediğimi burayı ne çok sevdiğimi de anlatmıştım sanki. BİR GECE VAKTİ
Bir Gece Vakti
21.09.2023 - 00:36BULUT DENİZLERİNDE UÇMAK
İnsan yazmasını değil, görmesini öğrenmeli. Yazmak bir sonuçtur. Evet, varoluşun dili, sesi oradadır. Yaşamın tanıklığı, yaşanmışlıkların getirdiği birikim ancak öylesine bir bakış/duyuşla yazıda anlam kazanır.
Yazarken hep yalnızımdır, içimdeki keder ya da sevinç sadece bana aittir. Bir yere ait olamama duygumu bu şekilde alt ediyorum. Okunmadığımı biliyorum, ama yazarken bir dostla dertleşir gibiyim. Bu da bana çok iyi geliyor, hayatı çok seviyorum
Yaşanılan günün sonunda aynada kendime gülümseyebiliyorum;
Sanırım bunun adı mutluluk…
Şairin dediği gibi;
‘’yaşamak ciddi bir iş…’’ BİR GECE VAKTİ
Bir Gece Vakti
17.09.2023 - 18:49BİR GÜL KANAR
Değişkenlik burcunda yaşarken bunu daha iyi görebiliyordum.
Suskundum…
Acıya gömülmüştüm.
Belleğimde sesinin çınıltısı vardı,
Konuşan oydu…
Söz savruntusundaydı.
Ormanların içinden geçerek gelmiştim.
Yolun her dönemecinde onun acısı çıkıyordu karşıma
Günü, gecesi, sözü sukutu hep acı üstüneydi.
Canını hep canımın gölgesinde hissettiğimdi o
Gitmişti…BİR GECE VAKTİ
Bir Gece Vakti
13.09.2023 - 16:51Ayrılık ve özlemi,
Gitmeyi ve kavuşmayı,
Sevmeyi ve unutmayı
Bize anlatan türküler kadar bu alt üst oluşun, gidip gelmelerin simgesi sayılan türküler, acının içimize nasıl yerleştiğini de anlatır hep.
Çocukluğun düş yorumcusu kesildiğim günden beri, ıssızlığın, yalnızlığın diliyle buluşurum bir anda.
Dedemin ölmeden önce bana verdiği ‘’Serkisof’’ marka bir cep saati…
Dokunmuyor okşuyorum adeta!
Çünkü o yolculuğa çıktığımda, dedemden yadigar olan bu cep saatini hiç yanımdan ayırmadım. Ona bakarak, dokunarak, cebimde taşıyarak zamanın dervişi kesilmiştim.
Çünkü saat demek zamanın döngüselliğini kavramak, geçişlerin dilini öğrenmekti benim için.
Yolculuklarda;
Geçip gittiğimiz yerlere baktıkça, zamanı hatırlarsınız bir an.
Sonra sizi var eden, biçimleyen yerin diline dönersiniz.
Yol, yolculuk, gitmeler zamanın kehribar yüzünü de gösterir.
Çünkü içinizin kazıcısı kesildiğiniz anlarda, o karanlığın örtüsünü açar, hem kendinize, hem yaşadıklarınıza, hem de yollara serilen özlemin diline vurursunuz bakışlarınızı.
Ama en çok dedemi, bana yadigar olan saate bakarak
İç sızılarıma ve yalnızlığıma,
Kabuk bağlayamayan yaralarıma… BİR GECE VAKTİ
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
10.09.2023 - 00:56Mutsuz sanıyorlar bizi Olric.
Oysa biz mutsuz değiliz,
onlar boş yere bu kadar mutlu...
Oğuz Atay
Bir Gece Vakti
08.09.2023 - 16:06Arada bir döner Nurullah Ataç’ın denemelerini okurum.
Dar zamanların çağrısına ses olabilecek bir dil arayışıdır benimkisi. Bir yazardan başka bir yazara geçmek, başka bir sesin diline kaptırarak kendini daraldığın yerde kendi dilini kurma çabasıdır bu.
Yazarak yol alan biri için bu türden gitmeler kaçınılmaz.
Hele güne, gündeş olaylara bakarak yazmanında ötesinde bir alana kuşatıyorsa bakışınız; dilinizin bu türden arayışı kaçınılmaz.
Bir yazarın başka yazardan alacaklarına kapılarını kapamak dilini zenginleştirmeye de sırtını dönmek anlamına gelir.
Öyleyse başka iklimlerde gezinmek kaçınılmaz!
Oysa içine düştüğüm acıyı, bir bakışın soldurduğu zamandan söz etmem, kurduğum gerçeklikte parçalanmışlığı, çözülmeyi, kayıplık halini, ötekileşme durumunu, dilsizleşmeyi, yabancılaşmayı gördüm.
Belki de kayıp zamanın dilini arıyordu bakışlarım,
Acının
Ve yalnızlığın. BİR GECE VAKTİ.
Bir Gece Vakti
08.09.2023 - 15:13Kavuşmanın buluşmak olmadığını anladım Hasankeyf’de;
Mekan, yaşama biçimi, nesnelerle kurulan bağ, sizi bir yeri anlamaya, tanımaya da yöneltiyordu.
Bir yere kavuşmada bunun çok önemli olduğunu düşünürüm.
Hasankeyf’e adım attığımda mekanların görünümü burayı ele vermeye başlamıştı bile; sular altında kalan sadece evler, mekanlar değil koskoca bir tarih, yaşama biçimi bize ışık olacak ne varsa kaybolmuştu. İçim acıdı, ağladım tutamadım kendimi.
Diğer yandan betonla kaplanarak yaratılan yeni yaşam biçimi de oldukça yorucu ve korkunç gelmişti.
Koskoca bir güzellik yok olmuş sadece betonlaşan modern ama yorucu bir kent olmuştu.
Buraya asla bir daha gelmem dedim kendime…
Bir Gece Vakti
08.09.2023 - 14:43Sessizliğin bir rengi, kokusu, gamı olabileceğini ressam Rene Magritte’nin ‘’Sözcükler ve Şeyler’’ yapıtını okurken içime kazıdım.
Rene’nin annesi intihar eder. Annesinin daha sonra yüzünde bir örtüyle bulunması yüzünden Rene resimlerinde yüz çizemez, bu ona acı verir, yüzler onun için acı ifadesidir artık.
Pusarıktı her şey Halfeti’de;
Orada, bir anda, hiçbir yerde olduğunuzu sanırdınız oysa!
Yaşadığınızı, bir yerden bir yere gidişinizi hatırlatan tek şey belleğinize kazınan imgelerdi. Ki, bunlarda en çok tutunduklarımız; yaşadıklarımız ve unuttuklarımızla, bir de hatırlamak istediklerimizle aramızdaki gizli bağdı.
Öyle böyle demeden Halfeti’yi turladım suya bakarken Rene’nin annesinin sudaki yüzünü aradım.
Biliyordum ki;
Ölüm karanlığın ucunda ve bir an! BİR GECE VAKTİ
Bir Gece Vakti
08.09.2023 - 11:32...sesler büyürdü, yaprak hışırtıları, çıtırtılar çoğalırdı sessizliğin içinde...
çimenlerin üzerine yatardım.
Gökyüzünde o kadar çok yıldız olurdu ki,
ya da karanlıkda o kadar çok görünürlerdi:
Dünya kazara bir sallansa bir ışık yağmuru gibi üzerime döküleceklerini sanırdım...
Bir Gece Vakti
07.09.2023 - 17:43Son durak.
Biriken, ayrışan, tümleşen, dönüp birilerinin de ilgisini bekleyen; beklerken kalbime saplanan kapkara bıçaklar, kanayan iyileşmeyen yaralar…
Bir an kopuşun sessizliğine kapandım.
Bir yere kapanmaktansa özgür bırakılmaktan yana oldum hep.
Başka ellere, gözlere gitmeli; o mevsimlerin renkleriyle buluşmalı.
Biliyordum ki kopuş dönüşsüzlüktür. Sesin, sözün, son nefesin ağızdan bir kez çıkması gibi…
Kendimi avutmak istiyordum bu son bakışta.
Elveda öteki yarım…
Elveda;
Ömrümün mevsimleri… BİR GECE VAKTİ
Bir Gece Vakti
07.09.2023 - 17:13Günlerdir yollarda olduğumda, aracımda bir sözün bana eşlik etmesini isterim. İnsandan insana akan söz ırmağı…
Edebiyatçı dostlarımın davetiyle gittiğim Diyarbakır’da Ahmet Arif şiir söylenceleri doyumsuz geçti. Dostlarımın sözlerinden akan ırmaklar beni kiraz ağacıma kadar getirdi.
Tutunarak yol aldığım bir umman gibi.
İnsan beklentilerinin avunucusudur çoğu kez.
Beklentiler bizi mutlandırır.
Beklentiler bizi yaralar…
Yolda, sokakta, çarşıda, pazarda…
Gittiği her yerde kendince seyrini sürer hayatın
Bakmak, görmek, adlandırmak için bir neden arar bazen.
Çünkü, dedim ya, avuntuların bekçisi kesilmişizdir.
Yol boyunca bana eşlik eden Nazan Öncel’in sesinin tınısı, bana, kavuşmanın ne anlama geldiğini, düşündürttüğü gibi kopuşun da yokluğa bedel bir yanı olduğunu anımsattı…
Senin yokluğun, kavuşmanın asla mümkün olamayacağı, rüzgarın savruntusuna da benzemeyen ecel yolculuğu…
Kopuşlar öyledir ama bazıları bir yanınızı alıp götürür.
Oysa;
Sen giderken tüm yüreğimi alıp götürdün,
bana iç sızılarımı bırakarak… BİR GECE VAKTİ.
Bir Gece Vakti
26.08.2023 - 13:57Bakışlarımı soldurmak için geldiğim mevsim geride kaldı.
Buranın o içe çekilme hali yok bu mevsimde. Günü başlatan o esinti buranın en belirgin yüzüdür. Bir koku alır sizi içine. Reçine, şıra, kükürt… bir bir ayrımsarsınız bunları. Sonra taşların rengini seçer, ağaçların gündönümündeki haline bakarsınız. Duvarlar, kapılar, pencereler, çağıran bir ses gibi çıkarlar karşınıza ansızın.
Çekip gidenlerin bıraktıkları izlere dönünce, buna dair yazılanlarla yüzleşirsiniz.
En çok hatırlanan, özlemi çekilen anıları süsleyendir deli rüzgarları buranın.
Getirir her bir şeyi bize o.
Tuzu, nemi, özlemi, bekleyişi, gitmenin kokusunu, savrulmayı, kapanıp kalmayı, özleyişin sesini…
Ben ne çok aradım burada seni,
Suretini,
Sesini,
En çok da
Kokunu!... BİR GECE VAKTİ
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
25.08.2023 - 18:19İÇİNDEYİM ZAMANIN
Şimdi anladım ki; avutucu bir zamanın eşiğindeyim. Sözlerimi sakındım, edemedim düşlere salınanları…
Gün kapandı, duygular sündü.
Ben yazmaya verdim kendimi.
Tıpkı bugünkü gibi.
Ama o zaman eşiğindeydim her şeyin.
Şimdiyse içindeyim zamanın. Burada, benim sarsılmaz sığınağım olan bu evde bu bahçede önce toprak gelir aklınıza, sonra rüzgarı…
Bağlardan gelen hışırtılar…
Asmaların gölgesinden seyre daldığınız gökyüzü çekip alır içine sizi…
Kavuşma zamanını en çok hissettirendir burası.
Burada, varmak istediğiniz her kıyı aynı mesafededir…
Bir yerden bir yere taşamazsınız.
Burası özlemdir, yaşanmış ve yaşanacak her şeye. BİR GECE VAKTİ
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
25.08.2023 - 17:46KİRAZ AĞACIM, PİYANOM VE BEN
Zamanı dönüştüren bir bakışın tutulması benimkisi. Çıkıp buraya geldiğim her mevsimde kiraz ağacımın altında yaşama düşüncesinin kapılarını açarım önüme. Hangisinden girmem gerektiğine bakarım. Çünkü karşımda duran dönüşmenin labirentleridir.
Eşikteyimdir hep.
Selamlarım da öyle, sohbetlerim de.
Duru bir mevsimde; insanların çekildiği, zamanın süzülüp günün en kısa anlarına teslim olduğu bir günde çıkıp geldim.
Ömrümün yarısını buldu bu serüven.
Tutkuyla örülen zamanlar silinmiş akıp ‘’geçen zaman’’a dönüşmüştü.
Hep bu evde yazdım, okudum, düşündüm
Ve piyanomla
Ve kiraz ağacımla hep birlikte. BİR GECE VAKTİ
Bir Gece Vakti
23.08.2023 - 17:33BU YÜZDEN SEVMELERİM HEP YARIM KALDI
Bir sesle uyandım sabaha
Boşta bir yanım
Unutturmuştun kendini
Sanırdım ki, yalnızca ölümdür sonsuzluk
Oysa şimdi ayrılığın da bir sonsuzluk olduğunu öğretiyorsun bana.
Bu daha ağır ölmekten, daha zor ölmekten.
Çıkıp gidiyorum.
Bütün kapılarını açık bırakarak hayatın.
Dönüş izlerini de siliyorum
Unutuyorum geçilen yerlerin adlarını
Her güne yeniden başlamak istiyorum.
Çıkıp gidiyorum bilmediğim kentlere.
Ardına düşüp, kendi sesimin renginin yansılarını göreyim.
Bunun bir yara olduğunu düşündüm hep
Kanayan ve hiçbir zaman kapanmayan. BİR GECE VAKTİ
Bir Gece Vakti
22.08.2023 - 17:06YÜREK SUSKUNU
Bunu seninle keşfettim, anlamadın hiç.
Sustun sana doğru yürüdükçe.
Keşfettikçe, gidilen dönülen yolları,
Çıkmaz sokaklara sürdün beni.
Bakışlarını yabancılaştırdın
Başka sesler, başka sözler atlasın oldu.
Sustun…
Sustukça çoğaldım seninle.
Anlamadın bunu.
Sınırının sınırsızlığında yaşamayı seçtin.
Düşündükçe seni sınırlar ötesinde;
Gene yüzün dökük, için sancılı
Başka bir göğün altında
Yüreğin yargılıyor beni insafsızca. BİR GECE VAKTİ
Bir Gece Vakti
22.08.2023 - 16:48SUSMA
Acı depreşiyor içimde
Susunca sen.
Kederleniyorum bensizliği kanıksadığın için
Susunca sen
Kopuyorum yaşadıklarımdan.
Hayatın bir yüzü soğuyor,
Sessiz sedasız kalınca sen.
Biriktirmişsin kopuş çığlığını.
Susman bunu anlatıyor,
Söz etmemen ‘’git’’ çağrısı gibi geliyor bana
Susunca Sen. BİR GECE VAKTİ
Bir Gece Vakti
22.08.2023 - 16:37SICAK GÜNEŞ ALTINDA
Burada bir yerde duruyor sesim…
Yazarken onu dinler gibiyim.
Burada izi var gözlerimin
Bakınca bunu görüyor gibiyim.
İçimde genişleyen zamanı görüyorum burada.
Çıkıp, yürümek
O içsel yolculuğumun renklerini
Ve
Kaybettiğim seni bulmak istiyorum burada. BİR GECE VAKTİ
Bir Gece Vakti
20.08.2023 - 16:10VE ACINLA SAĞILT BENİ
Buluşma çizgisini aştım.
Aldatıcı söz yitirdi anlamını.
Burada gezinen, durup eylenen zamanın taşıyıcı rengine dönük yolculuktur senin için sağaltıcı olan.
Bak, orada ezgilenen bir dünya durup bekliyor seni.
Ara yer, ara zaman… Unutulmuş ses gibi sana!
Sınırları aşmak için öte yere geçmekten başka bir yolun da yok.
Edilen sözlerin nasılsa karşılığı yok.
Avutucu zamanı sil bakışlarından.
Kendimi kapattığım yerden çıkınca görüyorum bunu.
Şimdi’nin ötesinde durmak da biraz böyle.
Kendi içinde çağrısını yitirenin ardına düşmenin bir anlamı yok.
Dengenin nerede biçimlendiğini görmek için o yakıcı olanı yaşamak gerek.
Başka yolu yok, alıp gidiyorum bunu.
Yokluğunu işle kalbime,
Ve acınla
Sağalt beni… BİR GECE VAKTİ
İçinden geldiği gibi yazmalısın
20.08.2023 - 14:47ARAYIŞINDAYDI BAKIŞLARI…
Sarıp sarmaladığım, kokusunu tenimde benleştirdiğim bedeninin kıvrımlarında geziniyordum düşüncelerimde de…
Geçimsiz zamanlara dert olan bakışlardan kurtaramadım kendimi. Görmezden geldim sandılar. Bakmamışım demek ki, içteki yolculuktan alamamıştım kendimi. Sıkışıp kalmışlık değildi bu.
Avutucu zaman burada da çıkmıştı karşıma.
Sözel dünyanın izleri yansıtıcı olmuştur hep. Çünkü zamanın farklı yüzlerini görme yolculuğumda baktıklarım, bilincimde yer edenler, belleğimde taşıdıklarım zamanla birer taşıyıcı olarak gelip benimle buluştular.
Hayatın solan, dinen, esriyen, epriyen yanlarına buradan bakacaktı.
Renkler, desenler… Zamanın çağıran sesi olarak
her yerde karşısına çıkıyordu. Şimdi burada,
bütün renlerin soluk, hayatın solgun durduğu
yerde, içinin sıkıntısını dağıtacak bir sesin
arayışındaydı bakışları… BİR GECE VAKTİ
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
20.08.2023 - 00:50Sanrılı gün, serin bir yalnızlıkla buluşturmuştu sizi. Bilge bir kadınla yüz yüze gelmenin güveniyle. Yıllar önce davet edildiğin o dağ evini anımsıyordun.
Bir köşede yanan şöminede çıtırdayan odunların sesi, ardıç ağacının saldığı koku…
Camın buğulanması, yağmurun getirdiği uğultu, çayın o müthiş tadı, gecenizin başlama noktası olmuştu.
Sevgisiz bir hayatın çekilemeyeceğinden söz ediyordu.
Sen susuyordun.
Yalnız, bir başına kalmışlığının hüznü sinmişti her yana
Neden çay, alkol almıyorsun diyor sessizliğine.
Oysa; hayata hep uyanık bakmak geliyor içimden diyemiyordun
Pusarık havanın boğuntusuna aldırdığın yok. Dağılan çözülen hayatların sanrısını sağaltmaya çalışıyordun.
Dışarıda deli gibi yağıyordu yağmur, içerisi sıcak, içim daraldı bir an önce çıkmalıyım dedim
Sevgisiz bu evden kendi
Yalnızlığıma… BİR GECE VAKTİ
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
19.08.2023 - 15:19Kapılar kapandı.
Dışardan gelen uğultu dindi. Şimdi zamansız bir mevsimdeyim. Sonsuzluğun dilini anlamak için acılı günün pencerelerini açmak gerekiyor gökyüzüne.
Kendimi kapattığım bu odada bir hüzün, kendi başına bırakılmışlığın sözcükleri gelip buluyor beni. Ötede olup bitenlere kapalıyım bu sabah! ‘’Gelmeyiniz, yokum!’’ dercesine bir eda bürünmüş bakışlarıma.
Unutulmuşluğun diliyle konuşuyorum şimdi
Sen sonsuzluğun diliyle konuşuyorsun.
Acının kederli bakışlarıyla süzüyorsun beni.
Ölüm bir çığlık gibi hayatı kuşattı mı övgüleyici sözler boşuna. BİR GECE VAKTİ.
Bir Gece Vakti
19.08.2023 - 02:57TRENLERDE
İstanbul dendi mi, önce Haydarpaşa buluşması gelir aklıma. Sonra trenlerin ayıran, buluşturan, savuran, koparan, çekip götüren derin hüznü ile sevinci.
İstanbul aklıma geldikçe münevver öğretmen geliyordu hep…
Trenler gibi, Haydarpaşa garı gibi…
Yol boyunca trende yazmaya yöneldiğim anlatılarımı tren yolculuğum öylesine biçimlendirmişti ki, gitmek kavuşmak, bellek labirentlerinde gezinmek, anımsamak, kopmak, savrulmak gibi kavramların uzun bir yolculukta ne anlam içereceğini gösteriyordu bir bir…
Tren yolculuklarında en çok Tolstoy’u okumayı seviyordum; savaşın, dinin, köleliğin, insan sömürüsünün, aşkın yüzsüzlüğünün, aldatmanın sanrısının, kıskançlığın ölümcül yanlarının, yalanla gerçeğin ayrılmazlığının, karasevdanın derin kederinin, vicdanın elem verici bakışının bin bir yüzünün onun yapıtlarının ruhunu oluşturduğu söylenmelidir.
Tolstoy sürekli sorgulayan bir yazardır. Öğreticidir, bir o kadar da huzursuz edicidir.
Uzun tren yolculuklarını hep sevmişimdir, okurken yazarken kendimi iç yolculuğuma çıkarır…
Biraz hüzün,
Biraz keder,
Ve
Yalnızlık… BİR GECE VAKTİ.
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
19.08.2023 - 00:25TRENLERDE
İstanbul dendi mi, önce Haydarpaşa buluşması gelir aklıma. Sonra trenlerin ayıran, buluşturan, savuran, koparan, çekip götüren derin hüznü ile sevinci.
İstanbul aklıma geldikçe münevver öğretmen geliyordu hep…
Trenler gibi, Haydarpaşa garı gibi…
Yol boyunca trende yazmaya yöneldiğim anlatılarımı tren yolculuğum öylesine biçimlendirmişti ki, gitmek kavuşmak, bellek labirentlerinde gezinmek, anımsamak, kopmak, savrulmak gibi kavramların uzun bir yolculukta ne anlam içereceğini gösteriyordu bir bir…
Tren yolculuklarında en çok Tolstoy’u okumayı seviyordum; savaşın, dinin, köleliğin, insan sömürüsünün, aşkın yüzsüzlüğünün, aldatmanın sanrısının, kıskançlığın ölümcül yanlarının, yalanla gerçeğin ayrılmazlığının, karasevdanın derin kederinin, vicdanın elem verici bakışının bin bir yüzünün onun yapıtlarının ruhunu oluşturduğu söylenmelidir.
Tolstoy sürekli sorgulayan bir yazardır. Öğreticidir, bir o kadar da huzursuz edicidir.
Uzun tren yolculuklarını hep sevmişimdir, okurken yazarken kendimi iç yolculuğuma çıkarır…
Biraz hüzün,
Biraz keder,
Ve
Yalnızlık… BİR GECE VAKTİ.
Toplam 220 mesaj bulundu