en başta uykusuzluk sonra kişinin kendi kendine sürekli gülümsemesi, duygusallık, hep onu görme isteği, eşten,dostan,çevrenden farkında olmadan uzaklaşmak, bir kulağının sürekli telefonda olması ya da tuvalete bile cep telefonsuz gitmemek, sigara tüketimindeki artış,...vb.
Sevdiğin insan yanındaysa elini tutup, gözlerinin içine bakabiliyorsan ve kokusunu duyabiliyorsan nerede olursan ol, orası aşkın başkenti midir bilmem ama dünyanın merkezi olduğu kesindir.
Yasak Aşk = İmkansız Aşk olarak kabul edersek, hiç bir aşk imkansız değildir ya da eğer aşk varsa imkansızlık orada yoktur. İmkansız olan aşkına kavuşamamak, onunla bir araya gelememektir.
Biz erkekler böyle şeyleri yazmayı pek sevmeyiz ama ben çok sevdim. Hani ölümüne denilen türden. Oda beni çok sevdi en ufak bir şüphem yok ama bizim aşkımız imkansız değildi, kavuşmamız, bir ömür aynı yastığa başımızı koymamızdı imkansız olan. İster yasak aşk deyin isterseniz de imkansız aşk, bence bu aşkların en güçlüsü oluyor ama ayrılık vakti gelip çattığında da adamın canına okuyor acısı. ve tabi yasak aşkın acısı da çok büyük oluyor. Allah kimseye yaşatmasın derim....
Çocukluğum köyde geçti. Meyve ağaçları çok tabi köyde. köyün bütün çocuklarıda ağaç tepesinde. (Bu arada Allah'a çok şükür kimsenin habersiz tek bir meyvesini yememişimdir) . Küçüğüz tabi o zamanlar maymun gibi daldan dala. Yoo hiç ağaçtan düştüğümü bilmem ama maymun gibi daldan dala atlayan ben nedense bir türlü ağaçtan aşağıya inemezdim. Sonra anneee, babaaa inemiyorum. Bıkmıştı herkes benden inemeyeceksen ağaca mağaca çıkma da seninle uğraşmayalım derlerdi. Ah bir çocuk olsam yine ağaç tepelerinde kalsam, arkadaşlarım olsa yanımda, annem babam....
Mutasyon: Hücre çekirdeğinde bulunan DNA moleküllerinde, bazı kimyasal ya da radyoaktif etkiler nedeniyle meydana gelen sapmalar, kopmalar olarak tanımlanabilir. İnsanların altı parmaklı, kolsuz, bacaksız doğmaları gibi... Yoksa insanlar mutasyona uğrayan maymunlardan falan olmamıştır. Maymun maymun olarak, insan insan olarak, balık balık olarak, kuş kuş olarak yaratılmıştır. Dünyada yaratılan tüm canlılar hem kendi aralarında hem de diğer canlılar arasında sınıflara ayrılırlar.
Karada yaşayan hayvanlar, suda yaşayan hayvanlar, hem karada hem suda yaşayan hayvanlar, uçanlar, kaçanlar, sürüngenler.. Vs. Vs.
Kim ne derse desin, eğer karşı cinsten iki insan birbirini gerçekten sevdiyse ayrıldıktan sonra arkadaş kalmaları pek mümkün değil. Çok severek ayrılmak zorunda kalsalar bile arkadaş kalamazlar. Arkadaşlıklar zamanla büyük bir aşka dönüşebiliyor ama aşklar asla arkadaşlığa dönüşmüyor.
Aldatmanın bin türlü şekli vardır. Arkadaşına yalan söylersin onu aldatmış olursun. Eğer bir esnafsan, müşterine kötü bir malı iyi gibi ya da olduğundan daha kaliteli gibi gösterip satarsın yine aldatmış olursun. Eğer buradaki aldatmak; ikili ilişkilerde, karşı cinsin birbirini aldatması anlamındaysa; aldatan kişiye yazıklar olsun derim ben. Hiç bir mazeret, ister evli isterse bekar olunsun, aldatan kişiyi haklı gösteremez. Ve kim ne derse desin seven insan asla ve asla aldatmaz, aldatamaz.
Yolculuk sırasında yol çizgilerini saymak gibi bir takıntım varki Allah kimseye vermesin.
Okumaya başladığım bir kitabı üç (3) gün içinde bitirememişsem, dördüncü günü o kitabı baştan okumaya başlarım.
Çok sevdiğim bir dostumun hediye ettiği tespihi, yastığımın altına koymazsam o gece uyuyamam. Ve genellikle o tespih her zaman cebimdedir.
Evimi örümcekler istila etse bile, hiç bir şekilde bir örümceği öldüremem.
Kimseye de öldürtmem.
Ne olursa olsun eğer eve alınan yoğurdu ilk ben açıp yememişsem bir daha o yoğuttan asla kimse bana yediremez bu bir.
İkincisi, iki elim kanda da olsa yatağımı toplamadan evden kesinlikle çıkmam.
Üçüncüsü, lavaboya bile cep telefonuyla giderim ve benden başka hiç kimse cep telefonuma dokunamaz.
Sayılar bana okul hayatım boyunca bir türlü geçemediğim matematik derslerini hatırlatır. O yüzden sayılardan, rakamlardan nefret ederim. Ama hayatımızda sayılar üzerine kurulmuştur. Örneğin her insana verilmiş bir nefes sayısı vardır ve bu sayı dolunca da biz artık yaşamıyor oluruz.
VAKIFBANK
27.10.2007 - 13:25Iyyyy.
hakan
27.10.2007 - 13:24'Dostluğun düşmanlığa dönüşmesi' terimini eklememe neden olan eski bir dost.
Aşk'ın yan etkileri
27.10.2007 - 02:05en başta uykusuzluk sonra kişinin kendi kendine sürekli gülümsemesi, duygusallık, hep onu görme isteği, eşten,dostan,çevrenden farkında olmadan uzaklaşmak, bir kulağının sürekli telefonda olması ya da tuvalete bile cep telefonsuz gitmemek, sigara tüketimindeki artış,...vb.
aşkın başkenti
27.10.2007 - 01:46Sevdiğin insan yanındaysa elini tutup, gözlerinin içine bakabiliyorsan ve kokusunu duyabiliyorsan nerede olursan ol, orası aşkın başkenti midir bilmem ama dünyanın merkezi olduğu kesindir.
yasak aşk
27.10.2007 - 01:37Yasak Aşk = İmkansız Aşk olarak kabul edersek, hiç bir aşk imkansız değildir ya da eğer aşk varsa imkansızlık orada yoktur. İmkansız olan aşkına kavuşamamak, onunla bir araya gelememektir.
Biz erkekler böyle şeyleri yazmayı pek sevmeyiz ama ben çok sevdim. Hani ölümüne denilen türden. Oda beni çok sevdi en ufak bir şüphem yok ama bizim aşkımız imkansız değildi, kavuşmamız, bir ömür aynı yastığa başımızı koymamızdı imkansız olan. İster yasak aşk deyin isterseniz de imkansız aşk, bence bu aşkların en güçlüsü oluyor ama ayrılık vakti gelip çattığında da adamın canına okuyor acısı. ve tabi yasak aşkın acısı da çok büyük oluyor. Allah kimseye yaşatmasın derim....
eski sevgili
26.10.2007 - 08:55Her zaman yeni kalan.....
ağaçtan düşmek
26.10.2007 - 01:01Çocukluğum köyde geçti. Meyve ağaçları çok tabi köyde. köyün bütün çocuklarıda ağaç tepesinde. (Bu arada Allah'a çok şükür kimsenin habersiz tek bir meyvesini yememişimdir) . Küçüğüz tabi o zamanlar maymun gibi daldan dala. Yoo hiç ağaçtan düştüğümü bilmem ama maymun gibi daldan dala atlayan ben nedense bir türlü ağaçtan aşağıya inemezdim. Sonra anneee, babaaa inemiyorum. Bıkmıştı herkes benden inemeyeceksen ağaca mağaca çıkma da seninle uğraşmayalım derlerdi. Ah bir çocuk olsam yine ağaç tepelerinde kalsam, arkadaşlarım olsa yanımda, annem babam....
deniz
26.10.2007 - 00:50terapi....
mutasyon
26.10.2007 - 00:45Mutasyon: Hücre çekirdeğinde bulunan DNA moleküllerinde, bazı kimyasal ya da radyoaktif etkiler nedeniyle meydana gelen sapmalar, kopmalar olarak tanımlanabilir. İnsanların altı parmaklı, kolsuz, bacaksız doğmaları gibi... Yoksa insanlar mutasyona uğrayan maymunlardan falan olmamıştır. Maymun maymun olarak, insan insan olarak, balık balık olarak, kuş kuş olarak yaratılmıştır. Dünyada yaratılan tüm canlılar hem kendi aralarında hem de diğer canlılar arasında sınıflara ayrılırlar.
Karada yaşayan hayvanlar, suda yaşayan hayvanlar, hem karada hem suda yaşayan hayvanlar, uçanlar, kaçanlar, sürüngenler.. Vs. Vs.
eski sevgiliyle arkadaş olmak
26.10.2007 - 00:27Kim ne derse desin, eğer karşı cinsten iki insan birbirini gerçekten sevdiyse ayrıldıktan sonra arkadaş kalmaları pek mümkün değil. Çok severek ayrılmak zorunda kalsalar bile arkadaş kalamazlar. Arkadaşlıklar zamanla büyük bir aşka dönüşebiliyor ama aşklar asla arkadaşlığa dönüşmüyor.
eski sevgili ile karşılaşmak
26.10.2007 - 00:21Onu deli gibi severken ayrılmak zorunda kalmışsanız, aradan geçen onca zamana rağmen de hala unutamadıysanız içiniz cızzz ediverir.
göç
26.10.2007 - 00:01Ortaasya...
göz
26.10.2007 - 00:00Aman nazar değmesin....tü tü tü maşallah..
buz
25.10.2007 - 23:53Su haricindeki sıvılar alttan donarken sadece su üstten donar.
aldatmak
25.10.2007 - 16:33Aldatmanın bin türlü şekli vardır. Arkadaşına yalan söylersin onu aldatmış olursun. Eğer bir esnafsan, müşterine kötü bir malı iyi gibi ya da olduğundan daha kaliteli gibi gösterip satarsın yine aldatmış olursun. Eğer buradaki aldatmak; ikili ilişkilerde, karşı cinsin birbirini aldatması anlamındaysa; aldatan kişiye yazıklar olsun derim ben. Hiç bir mazeret, ister evli isterse bekar olunsun, aldatan kişiyi haklı gösteremez. Ve kim ne derse desin seven insan asla ve asla aldatmaz, aldatamaz.
En cok kullandigim kelime..
20.10.2007 - 01:01eh işte....
zikir
20.10.2007 - 00:01Sübhanallahi velhamdü lillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber ve la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim.
üçü bir arada
19.10.2007 - 00:39Çay, simit, peynir....
uğur böceği
19.10.2007 - 00:17Ne alakadır bilemiyorum ama bizim buralarda bir diğer ismide Fatmacık'tır.
Takıntı
16.10.2007 - 15:40Yolculuk sırasında yol çizgilerini saymak gibi bir takıntım varki Allah kimseye vermesin.
Okumaya başladığım bir kitabı üç (3) gün içinde bitirememişsem, dördüncü günü o kitabı baştan okumaya başlarım.
Takıntı
16.10.2007 - 00:27Çok sevdiğim bir dostumun hediye ettiği tespihi, yastığımın altına koymazsam o gece uyuyamam. Ve genellikle o tespih her zaman cebimdedir.
Evimi örümcekler istila etse bile, hiç bir şekilde bir örümceği öldüremem.
Kimseye de öldürtmem.
Takıntı
16.10.2007 - 00:07Ne olursa olsun eğer eve alınan yoğurdu ilk ben açıp yememişsem bir daha o yoğuttan asla kimse bana yediremez bu bir.
İkincisi, iki elim kanda da olsa yatağımı toplamadan evden kesinlikle çıkmam.
Üçüncüsü, lavaboya bile cep telefonuyla giderim ve benden başka hiç kimse cep telefonuma dokunamaz.
savaş
15.10.2007 - 23:50Yeryüzündeki bütün çocuklar masumdur, melektir. Onların ne günahı var....
sayı
15.10.2007 - 23:35Sayılar bana okul hayatım boyunca bir türlü geçemediğim matematik derslerini hatırlatır. O yüzden sayılardan, rakamlardan nefret ederim. Ama hayatımızda sayılar üzerine kurulmuştur. Örneğin her insana verilmiş bir nefes sayısı vardır ve bu sayı dolunca da biz artık yaşamıyor oluruz.
Toplam 476 mesaj bulundu