Yağmur saçlarından damlıyordu
Karaköy iskelesinde bedenlerimiz...
Büyük camii'nin minareleriyle
Boy ölçüşüyorduk...
Sol elin, sağ avucumun içinde
-Ben, onların da içinde-
Kamyonlar kavun taşır ve ben
Boyuna onu düşünürdüm,
Kamyonlar kavun taşır ve ben
Boyuna onu düşünürdüm,
Niksar'da evimizdeyken
Küçük bir serçe kadar hürdüm.
Devamını Oku
Boyuna onu düşünürdüm,
Kamyonlar kavun taşır ve ben
Boyuna onu düşünürdüm,
Niksar'da evimizdeyken
Küçük bir serçe kadar hürdüm.
Feryat
Bülbüller anlamaz şu feryatları
Ferhat gibi deldim yüksek dağları
Hasretten hasrete atıldım kaldım
Yeter artık dinsin bu gözyaşları.
Mecnun gibi daldım susuz çöldeyim
Sanki yunus gibi derin göldeyim
Bazende güneşten yanmış gölgeyim
Yeter artık dinsin bu gözyaşları.
Sonbaharda solmuş nazlı çiçeğim
Hasret çekenlere bir içeceğim
Sevgi ektim ama yok biçeceğim
Yeter artık dinsin bu gözyaşları.
Abdullah Kaya Amasyalı
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta