Üsküdarda ılık bir kış akşamı,
Çınar altında köhne bir çay ocağı,
Yere yakın eskitilmiş masalar,tabureler.
Ve
Çay ocağının iç ısıtan sıcaklığı.
Köşede zarların dibine vuran, şişe dibi gibi gözlüklü saçlarına beyaz düşmüş iki adam. Ahmet ve fransız Pier amcalar. Belli ki eskiye dayanan arkadaşlıklar. Birbirinin gönlünü eğlendiren sözler. Bak pier ben japon başbakanını tavlada yenmiş adamım naraları ve kahkaları.
Hadi oyna oyna sallama diyen bize benzemiş bir fransız. Arada bir oyuna karışan onlara benzemiş ayakkabı boyacısı, onları dikizleyen ben öylesine olağan bir akşam,çayım,sigaram, dumanı, sohbet edenlerin uğultuları ,hayata verimiş bir mola ve gönül dolusu selam.
İçimi ezer delice bir cesaret
görünmez bir el kilitler kapılarımı,
miskinliğimden değil bu minnet
çaresizim seni sevdiğimi söyleyemem.
Dilsizim.
Devamını Oku
görünmez bir el kilitler kapılarımı,
miskinliğimden değil bu minnet
çaresizim seni sevdiğimi söyleyemem.
Dilsizim.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta