Gönlümün uçsuz bucaksız ovalarına umut ektim, gözlerinin kuyularından suladım
Bir sevdanın gelgitleriyle donattım gönül soframı, ben nar-ı yüreğinden beslendim
Her sabah yeni umutlarla açtım kollarımı yar, ne bana geldin, ne de gelmemi istedin
Bu hayal tarlasında gözyaşıyla biriktim, onları da ah yağmur ormanlarına gönderdim
Uçurum boylarına ektiğimiz göçebe çiçekleri rüzgâr sular, derin boşluklara sarılarak gün yüzüne çıkardığımız düşler tarlasına yağmurlar geciktikçe. Kıyım hasretlerin coğrafyasında mevsimler hep zemheridir, gözyaşlarımız bedenimizden inerek tuzlara karıştıkça. Gözlerimizin yaşına kan karışınca en çok gecelerin bekleme nöbetlerinde anlarız gönlümüzün kırık taraflarını. Günler, devrilmiş bir yaşamdır, parmaklarımızdan sızan terle buluştuğunda hüznü yüreğimizden tartarız.
Birdenbire vurdu gün isigi yere;
Gökyüzü birdenbire oldu;
Mavi birdenbire.
Her sey birdenbire oldu;
Birdenbire tütmeye basladi duman topraktan;