Gözlerin var ya…
Balıklıgöl gibi…
Biraz fazla baksam dile gelirim,
Taşa dönerim, susarım.
Adını içimden bile anmam korkudan.
Çünkü her bakışında bir sır saklıyorsun.
Göl mü, dua mı, büyü mü bilemedim…
Ama her halinle yakıyorsun beni.
Dudakların…
İsot kokan sokaklar gibi,
Acı ama vazgeçilmez.
Konuşsan yanarım,
Konuşmasan kururum.
Bir “merhaba”n yetiyor,
Bütün bir ömrü susturmaya.
Ellerin…
Harran’ın toprağı gibi kutsal,
Ana duası gibi, sabır gibi.
Tutmak istiyorum ama korkuyorum.
Bir tutarsam…
Kırk yıllık yalnızlığıma yetim kalırsın belki.
Senin ellerin maral gibi,
Dokunursam ürkersin,
Ürkersen gidersin…
Ve ben o gidişte ömrümün haritasını kaybederim.
Saçların…
Halfeti’de suya düşen gül gibi,
Bir telin bile göğe mektup yazıyor.
Dokunmak değil niyetim,
Sadece izlemek…
Çünkü her savruluşunda
Bir efsane yeniden yazılıyor.
Sen yürüyorsun ya…
Urfa susuyor ardında.
Kaldırımlar senden izin ister geçmek için,
Gölge bile durur,
Ses bile çekilir bir köşeye.
Çünkü sen geçerken
Zaman diz çöker sana.
Kaşların…
Urfa'nın taş işçiliği gibi;
Kıvrım kıvrım, emek emek…
Bir bakışınla harf harf dağılırım ben.
Gözlerinden düşen her hecede
Kendimi yeniden kurarım.
Ben sana öyle kolay bir sevda beslemedim.
Ben seni fistanında nakış,
Ayak izinde dua,
Bakışında yıldız gibi sevdim.
Senin sustuğun her gece
Ben içimde bin kere konuştum.
Ne zaman adını ansam
Ezanlar bile başka okundu.
Ne zaman içimden söksem seni,
Urfa yağmura boğuldu.
Sana içtiğim mırra gibi bakıyorum,
Acı… ama onsuz durulmuyor.
Her yudumda biraz daha içime işliyorsun.
Ben seni,
Göğe borçlanırcasına sevdim.
Adını andığım gün ömrümden geçtim.
Ve seni sevdiğim gün…
Kendimden vazgeçtim, Urfalım.
Rüstem Badıllı 3
Kayıt Tarihi : 14.4.2025 21:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!