1
Bir şehir düşünüyorum, unutulmuş bir şehir. Ve eğer bir çocuk şehrini terk etmişse, çocukluğunun şehrinden göç etmek zorunda bırakılmışsa, işte o çocuk yaşı ne olursa olsun, o şehri her ziyaretinde yaralı bir türküyü yeniden söyler.
Bir şehir düşünüyorum, unutulmuş bir şehir. Kış zamanlarından kalma, karların eksik olmadığı, kızak kayan çocukların sesleriyle dolup taşan bir şehir. Yaralıların, mazlumların, gariplerin, unutulmuşların, kimsesizlerin şehri. Aylarca sürüp giderdi karakış. Yollar kapanır, evlerin, ahırların, damların önünü beyaz gelinlik gibi süslerdi kar. Tezek tutuşturulan sobalardan tüttükçe dumanlar, babaannemin buğday kavurgası süslerdi düşlerimi. Bir mevsimin tutsağında kalmışta olsak, alışmıştık böylesi yaşamayı. Şikayet etmeden, daha iyisinin düşünü bile kurmadan dalıp gidiyorduk zemherinin, kışın sonsuz misafirliğine…
Yalvaramam koşamam
Ama sesini bırak bende
Biliyorum ki kopacaksın
Tutamam saçlarından
Ama kokunu bırak bende