Gelme, ben vuruldum,
Vuruldum da düştüm
Sen sustun, ben küstüm
Karanlık gecelerde yollara düştüm
Kahır taşları sırtıma yük olup dizildi
Senin beni bir ağlatmaya, bir güldürmeye yeminin mi var?
Dudakların seviyorum derken,
Sırtımdan hançerlemeye ahtın mı var?
Düşünmek istemesem de sana dair sözcükler
Dilim sussa da yüreğim susmuyor; Seni Seviyorum
Bilir misin sevgili
Seni ilk gördüğümde
Hüzün deryasında boğulan yüreğim
Sana dağlar kadar sevda büyüttü
Öylesine sevda büyüttü ki
Gündüzüme, geceme sığdıramadım
Çaresizliğin pençesine düştüğümde
Kuytularda saklandım
Bekledim sessizce ecel gelsin diye
Kurtuluşumdur, kaçışımdır yaşamadığım hayattan
Yüreğim yetmedi de seni sevmeye
Gülmek için, karanlığı aydınlatmayı
Yağan yağmurda gözyaşlarımı saklamayı
Gelmeyecek vuslatı, uğurlamayı
Öğrenemedim seni unutmayı
Sevdanın izleri silinmez durur gözümde
Sen gidiyorsun
Bu şehri, bu şehrin parklarını, ormanlarını
Akasya ağacımızı, sokaklarımızı
Öksüz bırakıp da gidiyorsun
Sen gidiyorsun
Unuttum artık gözlerinin rengini
Bana bakıp da tatlı gülümseyişini
Senden öğrenmiştim sevmeyi
Öleceğimi bilsem de sevmeyeceğim seni
Mevsimlik güllerin hangisi idin
Beni bırakıp sonsuzluğunda
Gitsen de bir ömür boyu,
kalacaksın yüreğimde.
Son kez elveda derken
Bu aşkı da al götür beraberinde
Aşka susamışlığında bu deli gönlün
Bir bakarsın aşkın sahnesindesin
Yalan dünya kocaman bir sahneymiş de
Yaşanan büyük aşkın oyununa
Yine de tutulursun kara bir sevdaya
Vuslata erişmemiz imkansızsa
Vurun yüreğime prangalar eskisin
Kavuşmamız hayalse
Çağırın bana ölüm gelsin
Hiç olmadığım kadar sakinim bu gece




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!