Vardım da Menzil iline
Hoş eyledim sohbeti dilime
Merkede can versem, cennetin bahçesine
Hoş geldin sefa geldin ya efendim..
Canı canımdan gül eyledim
ört beni elbisem
ört ademin çıplaklığını
toprak kokan bedenimi
şehvetin içinde kıvranırken
nice mahremleri, nicelerini
her yerinden süzerken
şehvet ah şehvet, dişi ile eril'in lüksü
nefs denen o köpeğin boyun ölçüsü...
Ve ben son aylak adam
Gidiyorum işte buradan
Hazırlıksız, rol yapmadan
Haber vermeden, dokunmadan
Çarpmadan, kırmadan
Gidiyorum habersizce bu gece..
uzak bir yolcudan sabah sefası için yemek tarifesi,
umulanın olduğu umulmayan bir yerde ki misafirin ağıdı
pençesine düşmüş aslanın bir vahasında yol üstünün..
deresinde bir köyün ne olduğunu bilmediğin
neresinde olduğunu düşünmediğin
bir yazarlık sevdalısından
fısılda şair fısılda
ruhumun derinliklerinde kaybolan adını
karanlığa karışan sesini fısılda
inceden bir yağmur düşerse toprağa
kokusunu ruhuma fısılda..
zaman makinesinde bir hayalciyim
hayalciyim ben
örümceklerin patikalarında yolcu
yılanlı sütunlarda figür arşın...
ne yeminler tanıdım
'bir padişah bir kral
koyar birgün tavuskuşunu
çantasında saklar
görmez,göremez kuş
hiçbir yeri arşın
sadece ufak bir delik
Ben bir destanım
Ben odiseyus'um,ben homeros'um
ben truva'yım.
Kaç destan gördün ömründe
Kaç tane ilk yaşadın
Ben bir sevdayım,hector gibi
Sordum; Karanlığa
Dedim ki: Nedir bu halin?
Dedi ki: Geceye karışan gündüzler gördüm,
zifiri de per perişan
Gündüzü gören gözler gördüm..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!