Teridir emeğin
Soluk soluğa tüten
Fabrika bacalarından.
Madenden sızan kan
Ve her yıl binlerce kurban
Sistemin çarklarına adanan
Sanayi tezgahlarından.
Beni görünce kaçma ne olur
Ceylan ben seni vuramam
Saklananıp beni süzme ne olur
Ceylan ben seni vuramam
Tenhalarda bir gölgeyim
Devamını Oku
Ceylan ben seni vuramam
Saklananıp beni süzme ne olur
Ceylan ben seni vuramam
Tenhalarda bir gölgeyim
Bırakın
Martılar semah tutsun
Aydınlık bakışlarında umudun.
Bıktık gecenin
Dalga dalga çöken
Karanlığından
Yine suskun
Yine tutuklu olmasın
Senede bir gün de olsa
Arınsın, İstanbul
Korkularından.
güzel şiirinizi elleri nasırlı, alınterleri akmış emekçiler adına zevkle okudum.Kutlarım.
emekci kaldimi? insan bireysel olarak zaten bir tüketici konumunda.kazandigi yetiyormu?hayir 1.mayis olmus ne olur olmamis ne olur.onun kaygisi ekmek oldukca.
duyarlı yüreğinizi ve kaleminizi tebrik ediyorum.şiiriniz kadar hikayesi de anlamlıydı.
paylaştığınız için teşekkürler.
Çocukluk yıllarının travmaları bir türlü çıkmaz insan beyninden. Vali de olsanız, bakan da olsanız, başbakan da... İşçi de olsanız, işveren de olsanız, sendikacı da olsanız... O travma yapışmış bir kez beyninize. Korkularınız hiç gitmez; ama özlenen çağdaş yönetim de bir türlü gelmez o korkuların hüküm sürdüğü ülkeye. Madde biiir: YASAK HEMŞERİM!!! Tebrikler, bu kalemi beğeniyorum.
Çok güzeldi Hikmet bey tebrikler.
İşcinin emeğine ve sizin emeğinize sağlık. Tebrikler dost.
'Bırakın
Martılar semah tutsun
Aydınlık bakışlarında umudun.
Bıktık gecenin
Dalga dalga çöken
Karanlığından
Yine suskun
Yine tutuklu olmasın
Senede bir gün de olsa
Arınsın, İstanbul
Korkularından. ' Umarım bu dilekler gerçekleşir ve güzel bir gün olur Tüm İstanbul ve Ülkemiz için... Kutluyorum...
İnsani hakların, insanca kavgayla alınacağı gerçeklerini unutan bir toplumda yaşıyoruz.
Çıkar grupları, hak vermeyenlerin egemenliğinde, hak isteyenlerin içinde mevcut..
İnsanca düşünenler, çıkarcıları içlerinden temizleyebildiklerinde, umutlar dünyaya insanca gülümseyecetir.
Ancak siyasi rantların, sermayenin, emeğin ve diğer tüm değerlerin üzerinden gerçekleştirilen toplumumuzda, maalesef gerçek duyğular, düşünceler öne çıkamıyor.
Bir slogan, bir söylem, ufuklarda dolaşırken, hep arkasında iten, gülen, avuçlarını ağuşturmuş çıkarcılar görülüyor.
Ülkenin gerçeği kapitalizmdir. En katı bir şekilde uygulanarak, toplum üzerine egemen kılınmak istenir.
Kapitalizmin gerçeği, sermayenin gücü + siyasal güç + güvenlik güçleri ile bir düzen yaratarak, tepede burjuva sınıfı yaratmaktır. Bugün bu güçlere, bilim adamları + aydınlar, maneviyat adamları (din adamları) ve medyanın gücü eklenmiştir.
Toplumun üstünde, emeğin üstünde oluşan bu güçler, kapitalizmin ürettiği burjuvadır.
Emek haklarını burjuvadan isteme noktasına geldiğinde, ülkemizde görülen şey,
Emeğin haklarını isteyen grupların yine burjuva sınıfı tarafından yönlendirildiği, başının çekildiği görülmektedir.
Siyaset, medya, sermaye, emeği, emek sahiplerini istismar eden şekliyle olayın içindedir.
Emekçiler kendilerini bu çelişkiden kurtardıkça, sermayenin, medyanın, siyasetin oyunlarına gelmedikçe bulutlar dağılmaya başlayacaktır.
Aksi halde, emeğin hak istemleri, törere, anarşiye bulaştırılarak, asıl mecrasından çıkarılır ki, ülkemizde oynanmak istenen oyun budur.
Halkubi emekçiler, bir tarafta haklar mücadelesini burjuvanın yönlendirdiği biçimde verirken, diğer taraftan kapitalizmi ayakta tutan düzenin ilkelerini de savunmaktadır. Ne yazık ki, bir düzen parçalarıyla değil, bütünüyle toplumlara, emek üzerine hakimdir. Düzenin bir parçası topluma eşitlik, adalet dağıtırken, diğer parçası haksızlık dağıtmaz. Düzen katipitalizm olunca, bütün değerleriyle topluma adatletsizlik, eşitsizlik dağıtır. Bu gerçeği tanımlayamayan, göremeyen emekçiler, bir tarafta düzenin en büyük savunucuları, diğer taraftan düzende haklarının yendiğine inanarak düzenle kavgalı insanlar haline gelirler. Ben bu oyunu ülkemde kırk yıldır seyrediyorum.
Oyunu seyrederek, burjuva sınıfının ne çok başarılı olduğunu görererek üzüyorum.
Aynı insanları, bir gün düzeni korumak için yürütüyorlar. Başka bir gün, düzende haksızlık var, çarpıklık var, eşitsizlik, adaletsizlik var diye yürütüyorlar. Acaba yürüyenler, yürüyecekler bunun farkındalar mı? Hiç sanmıyorum.
Ben ülkemde, geçmişte bir Türk iş başkanının, Asgari ücrete, memurlara yapılan %60 üstündeki zamları protosto etmek için işçileri yürüttüğünü, ama aynı zamanda daha sonra bir partiye girerek milletvekili olduğunu, partisinin iktidarda iken, asgari ücrete, memurlara %9 zam yaptığında, itiraz eden işçilere, greve hazırlanan işçilere, 'bozgunculuk yapmayın, yaptığınız anarşistliktir' dediğini duymuş bir insanım.
Emek, olayların gerçeğinde, kavgalarını yanlışa sürükleyen siyasileri, sermayeyi, medyayı göremedikçe, kavga hep sonuçsuz kalacaktır.
Emeğin köleliği sonuçsuz kavgalarla sürüp gidecektir.
Güzel bir konu, ve güzel ifadeler! yazacak, sorgulayacak neler var neler!... bildim bileli bitmedi ve hiç bitmeyecek galiba şu bizim amerika, avrupa israil önünde eğilmekten beli tutulan yetkililerimizde 'Birlik ve beraberliğe muhtaç olduğumuz günler... v.s.' bahaneler
Bulundumu, Taksimi kana bulayan uzaydan gelip buharlaşanların izleri, soruldumu hesabı; 12 eylül işkencehanelerinin... susurlukların üzerindeki kokuşmuşluklar kaldırılmadıkça ve saf tertemiz kutlama yapmak isteyenlerin aralarına aniden giren aykırılar anında çıkarılamadıkça! biz çok bekleriz bayram gibi kutlanacak çok 1 mayısları...
Emek
Terlemek
Ekmek
Direnmek
Bilek
Bilenmek
Yürek
Güvenmek
İster de ister
Ama veren kim?
Yağmur'da hisler
Hakka olmaz kin
Adana, 01.05.08 Y.Yağmur
'senede bir gün de olsa
Arınsın İstanbul
Korkularından1
Bu anlamlı günde, kardeşiğe çağıran çok anlamlı bir çalışma olmuş şiiriniz. Korkulardan arınmalı İstanbul ve nice şehirler...Kutluyorum duyarlı yüreğinizi ve kaleminizi .
Bu şiir ile ilgili 57 tane yorum bulunmakta