İş düşer başa
Baş değer taşa
Kaş çıkar arşa
Her şey yürür telaşa
Bakamam kanlı yaşa
Canım can
Yüreğimin gözü
Çabam gülmen için
Gül ilk gülüşünle
Solmasın gül yüzün
Haydi uzat bana elini
Çetin karlı dağlar aştım
Ayazla boranla savaştım
Buz ile yoğrulmuşum
Çözünmeden gitmek olur mu
Say ki seninle doğdum
Şu anlı şanlı istanbul var ya
Akıl almaz boyutta
Dağı taşı her yanı konut bina
Temiz su temiz hava hiç arama
Çarşı pazar bir kalabalık mazallah
Cadde sokaklarda sel gibi araçlar
İlmek işlev içinde
İşvesi dilek belinde
Kıpırdattı yüreğimi
Sancısı dilimde
Bir türlü gelmez
Ama da nazlandı
Hayal değil rüya
Külfeti yok macera
Alır uçurur dağlara
Dolambaçlı yollara
Geçit vermiyor kayalar
Sarpa sarıyor yamaçlar
Gün güne ışmar eder
Ben yorulurum
Gece güne çalım çeker
Yüzüme şaplak yerim
Çemberim daraldıkça
Kendime sararım
Daha baharı göremedim
Güz kışa dolandı geldi
Çağlayanla coşardı gönlüm
Gözümde hep hasret kaldı
Biliyorum bahtı dönmeyecek
Dünyanın kuruluşundan insanın olşundan bu güne dek
Beşeriyetin verdiği onca çaba önem emek
Önlenemedi vahşet kötülük öldürmek
Ne yazık bu mudur merhamet şefkat
Sayın yolcu dünyada yolcu olduğunu imanın gibi bilirsin
Hepsi elimde değil ki
Çoğu kahr-û bela
Söz tutacağım
Elimde ne varsa
Bak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!