Gözleri ayakları karalı bir kuzu
Yüreğinde ne ayrılık var ne sızı
Düşmüş önündekinin peşine
Ot yemek, su içmek, biraz da çılgınca koşmak
Hayatı bu başka işi ne
Özlemim oldu tebessümün
Tut elimden
Düne gerçeği yazmak var kural bu
Özlem çiçeklerinin kokusunda beklenen
Yarın ise hayal
Dalsam, kendimden geçsem azıcık,
Üşüşür başıma bütün devler,
Ne kadar rüya varsa uyanık,
Her gece uyumamı beklerler.
Bir melek gibi gelir, kanatlı,
Sabah mahmurluğu ile açsam gözlerimi
Tatlı bir ses çınlasa kulaklarımda “Günaydın”
Serinletse yanan bağrımı bir deli rüzgâr
Güneşin ışıkları pencereden girse,
Dese “Gözün aydın.”
Sevgiliye dokunmak
Suya dokunmaktır gün görmemiş berraklıkta
Gül yaprağında geziye çıkmak
Sevgiliye dokunmak kurban olmaktır gönül sunağında
Bütün tabuları yıkıp teker teker
Yine dün gibi
Kararmış bir gün
Gidişine sadece ben değil
Gözlerim değil
Bulutlar da üzgün.
Ne kadar vefasız gönlün varmış
Yollar yorgun ben yolcu
Arayıp durdum yol bulamadım
Takvimler acı yazdı gizlice ruhuma
Sızlandım, dertlendim
Bir türlü sesimi duyuramadım
İnanma bana
Her söylediğim gibi
Seni sevmeyeceğim de yalan
Ferhat gibi gerekirse
Dağları delmeyeceğim de yalan.
İnanma bana
Sana söylenmemiş türkülerim vardı
Susturuldum
İç acılarımı azat ettim gün bu gün
Konuşmayı unuttum
Beklemek
Bir dudağın gülümsemesini beklemek
Yürek sesiyle çırpınan yakamozları
Saçın kıvrımlarında kaymayı
Pembeleşmiş yanaklara dokunmayı beklemek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!