Yalnızlığı avuçlarında
Sonbaharın yorgunluğu ruhunda
Hışırtılar vardı
Sararıp
Dökülen yapraklarda
Hülyalarım
Şöyle dolaşsak seninle
Kalabalığın biraz dışında
El ele tutsak
Yürüsek
Hold my hand child
Take me hopes
The sun so bright that
finish the trip
hold
Sen oldun ya gündüzümde gecemde
Hükmedemedim rüyalara
Çelikten pençeler sıktı gönlümü
Ufaldım
Bölündüm parçalara.
Sanırım ben de genç olmuştum
O kadar uzakta ki kıyılar
Sisler yoğun, mesafe uzak
Ne bir kayık var dönüş için
Ne de haykırışlarımı kimse duyar
Sahilde, iskelenin nemli tahtalarına yaslanmış ürperti
Dalgaların köpükleri dönerken geriye “Ya gidersen? ” diyor
Gölgesinde hüzzam makamında titreyişler
Yaşlı bir bayan martı, kanadıyla ürpertiyi gösterip
En içten kahkahasını koyuyor dalgaların üzerine
“ Bu ürperti aptal mı ne, hiç gelmediğini bilmiyor”
Duydum kar yağıyormuş
Sen gibi beyaz ve narin
Hemen alınıyormuş öyle derler, küsüyor, darılıyormuş
Gitmek istiyormuş, uzaklaşmak istiyormuş
Yüreği izin vermiyormuş bir türlü
Düşer düşmez gönlü eriyormuş.
Eriyecektir kar
Gelince bahar
Her gece azmine
Yeni umutlar katar
Yalnızdır hep kardelen.
Siyah beyaz resimlere bakmaktan bıktım
Balonlarımı uçurdum maviliklere
Dibi delik bir kayık hayat denilen
Su boşaltmaktan yoruldum
“Uzaklaşmasın! ” ‘ı dileyerek ufuklardan
Yaklaştırmak istersem kime ne
Sen gittin gideli bir haller oldu
Kimselere seni soramıyorum
Yollara düştüm ya gör neler oldu
Bir türlü yanına varamıyorum.
Halimi görenler mecnun dediler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!