Canısı yuvadan uçuyor...
Belki bu semtten, belki bu şehirden uzaklaşıyor
Sen gözümün bebeği
Sen yüreğimin esen yeli
Küçücük yüreğinle yuvadan uçmaya hazırsın
Şimdi kafesinde kanat çırpıyorsun
Şimdi baktığın anlamlı bakış
Günün birinde anlamsız olabilir
Çünkü baktığın şeyin anlamı kalmamıştır artık.
Gözlerinin içine baktığım da kendimi göremiyorum
Baktığım heryerde sende yoksun artık
Beni sakın dert etme kendine
Bitti dersin soran olursa...
Ümitsiz, perişan kendi halinde
Gitti artık dersin soran olursa...
Bir başka sevdaya bil ki koşamam
Yağmur tanesine...)
İnsanlar doğdukları andan itibaren hayatlarının sonuna kadar hep bir şeylerin mücadelesini verirler. Kimi gün yaşadıklarımız bize ağır gelir. Gün be gün bu yükün altında biraz daha eziliriz. Tek başımıza bu yükün altından kalkamayız. 'Aza demişler nereye çoğun yanına demiş.' O yüzden tek başımıza hiçbir şeyin üstesinden gelemeyiz. Mutlaka bizi yok eden dertleri, sorunları birileriyle paylaşmalıyız. İçimizi döktüğümüz, derdimizi anlattığımız kişi güvenilir olmalı. Gerekirse üzerimizde ki yükü hafifletmeli. Ortak olmalı derdimize, çıkmaza girdiğimizde bize doğru yolu göstermeli, karanlıktan aydınlığa çıkarken küçük bir ışık olmalı yolumuzu aydınlatan. Tabii ki her insan dört dörtlük olmuyor. 'At bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz.' İnsanları kusurlarıyla, yanlışlarıyla, hatalarıyla kabul etmeliyiz. Öyle kabullenmeliyiz. Unutmamalıyız ki; biz de hatalı olabiliriz. 'Aman diyene kılıç kalkmaz.' Bir insan yaptığının yanlış olduğunun farkında ise onun üzerine daha fazla gitmenin anlamı yok. Hatayı sürekli suratına vurmaktansa; nedenlerini, niçinlerini araştırmak en doğrusudur. 'Kör bile düştüğü çukura bir daha düşmez.' Eğer pişman olup doğru yolu bulduysa; onu toplumdan dışlamak ve kendimizden uzaklaştırmak yerine elimizi uzatıp onu içinde bulunduğu çukurdan çıkarmalıyız. Acılar denizinde mücadele etmekten hiçbir zaman yılmamalı, bıkmamalı, usanmamalıyız. Boynumuzu önümüze eğmemeliyiz. Unutmamalıyız ki; 'Deveden büyük fil var.' Halimize hep şükretmeliyiz. Beterin beteri var demeliyiz. 'Sür git demişler gör geç demişler.' Çevremizde bizden daha çaresiz durumda olan insanlar mutlaka vardır. Onları kendimize örnek almalıyız. Herzaman benim dediğimiz şeyler için savaş vermeliyiz, mücadele etmeliyiz. 'Davulu biz çalıyorsak parayı el toplamamalı.' Yıllarımızı, ömrümüzü, emeğimizi verdiğimiz değerleri iki günlük adamlara bırakıp gitmemeliyiz. Durup mücadele etmeliyiz, savaş vermeliyiz. Onlar korkup kaçmalı bizden. Gidecek biri varsa onlar gitmeli, kalan biz olmalıyız. Biz emek verdik sevdamıza. Belki yenildik kavgamızda ama mücadele ettik. Hayaller kurduk, dirsek çürüttük, umut ettik. Sonunda istediğimizi elde ettik veya edemedik. Hiç olmazsa savaş verdik. Eğer çırpınışlarımız sonuç vermiyorsa kendimizi parçalamanın anlamı yok. Çünkü; 'çürük tahta çivi tutmaz.' Bizim sadece zamana ihtiyacımız vardır.
Her yenilgi bizi bir zafere çıkarmalı. Yaşadıklarımızdan iyi veya kötü ders almalıyız. Her şeyden önce inanmalıyız. İnanmak; başarmanın yarısıdır. Bu savaştan, bu mücadeleden başımız dik, alnımızın akıyla çıkmalıyız. Ama her şeyden önce paylaşacağız. Yüz yüze gelerek iyiyi, kötüyü tartışacağız. Bir şeyler yapacağız kendimiz ve başkaları için. Zaferi ilke edineceğiz.
Yaşananları bir elekten geçireceğiz. Güzellikler bizimle beraber kalacak. 'Saçımız ak mı kara mı? Önümüze düşünce anlayacağız.
'Dostumuzu ve düşmanımızı kötü günümüz de tanıyacağız. 'Kardeş kardeşi bıçaklamış, dönmüş yine kucaklamış.' Eğer biz omuz omuza mücadele edip bugünlere gelmişsek, birimizin derdini kendimize dert etmişsek, beraber ağlayıp, beraber gülmüşsek bir dostuz, bir arkadaşız, biz sırdaşız, biz kardeşiz. Gün gelecek kırılacak kalplerimiz birbirimize, kızacağız belki de. Ama yine de birbirimizin gönlünü alıp kucaklaşacağız. Geçmişi unutup bugünü beraber yaşayacağız. Omuz omuza verip umutla bakacağız geleceğe. 'Yiğit lakabıyla anılır.' Benim lakabım bugüne kadar ' KARAKIZ ' idi. Bundan sonra 'ÇÖMEZ' Çünkü daha yolun başındayım. Yaşanacak çok şey var. Pişmanlıkları, keşkeleri kaldırdım ortadan. Geçmişe sünger çektim. Artık bugünü yaşayacağım. Yarından umutluyum. Umutluyum artık
Boş bir hayal uğruna yazık yıllarımı harcadım
Bir zalimin yüzünden çıkmaza girdi yollarım
Farkına varmadan geçti o güzelim yıllarım
Köşe bucak heryerde şimdi mazimi ararım
Çıkma yollarıma çıkma artık serseri
Seni sevdim, seni çok sevdim
Seni ben mevsimlik sevmedim
Geçici arzular içinde sevmedim
Seni ölürcesine sevdim
Seni her şeyden, herkesten çok sevdim
İstanbul seninle İstanbul'du
Seninle dört mevsim bahardı
Bir gün uzaklaşsan bu şehirden
Ben ağlardım, İstanbul ağlardı
Yanında güzel anıları götürürdün
Ellerini bulurdu ellerim eski masalarda
(Yağmur tanesine...)
Anlamadım bir türlü ne dertlerin var senin
Bazen çatık kaşların
Bazen öldürür bakışların
Bazen yanıbaşımdasın
Eğer birgün gidersem bu şehirden
Her şeyi sana bırakır giderim
Belki bir daha hiç geri dönemem
Sevdiğim sevme beni, unut beni.
Sen yokluğuma hemen alışırsın
Sen hiç yana yakıla bir şeylerin özlemini çektin mi?
Gözlerini tavana dikip bir nokta da bütünleştin mi?
Sen hiç kendinden çok bir başkasını sevdin mi?
Yolları sana çıkmayan birinin yolunu gözledin mi?
Sen hiç nisan yağmurun da tek başına ıslandın mı?
şiirlerini çok beğendim
Sayfalarına girip,şiirlerini okumaktan en çok hoşlandığım, Kadirşinaslığı ile kelebek kanadı kadar hassas bir yüreği olduğunu rahatlıkla söyleyebileceğim nadide Şiir dostlarımdan biri..
...
Tülay kardeşim,seni tanımak çok güzel.
Hele o ince zekan ile yazdığın şiirlerini okumak bir ba ...
Papatyama
sevgili canim kardesim,papatyam'a
Türkü tadında bir sevgi sana duyduğum
Ürkek olsa da yaklaşımlarım
Lalelerin kokusu karıştı güllerinkine
Ansızın gelişinle hayatıma
Yüreğimden balonlar uçuşuyor, çocuklaşıyorum
Sıcacıktı bakışların ben g ...