Kaldırımın kenarına tutsak durmuştu su birikintisi,
Güneşin azadıyla yeni yerler görebilirdi.
Başka diyarlarda solan çiçeklere şifa olmalıydı.
Bahar terlemeye durduğunda,
Akşam olmak üzeriydi.
Eteklerinde biriktirdiği emeği bağışladı kadın.
Ansızın indi kitap,
Ansızın bitti hüzün,
Ansızın sızladı gönül,
Dökülüverdi ipil ipil damlalar gözlerinden.
Kırpık kırpıktı rüzgara bıraktın saçlarını
Uzunca günün sonunda sıcak, terli uyuyadurdun.
Çatlağından ışık sızan duvar,
Nasılda omuz verdin güçsüzlüğüme.
Ezelden düşmüştü dost sohbetlerine.
Kazanılmış bir oyundu düş,
Çıplağında tenine ak güvercinler konmuştu.
Sana dair ne varsa eskidi şimdi.
Kaptı kaçtı çocukların ellerinde,
İkinci sahibine ulaştı nihayet sevda.
Ezberimde var olan bütün cümlelerle seslendim
denizlerin köpüğündeki saflığa doğru.
Ecel denilen şey miyadıdır sevgilerin,
Son kullanma tarihidir ölüm.
Nedensiz değildi hiçbirşey,
Gözümden akan yaş bile bir nedenle.
Gemi hareket ettiğinde,
Beşiktaş'tan Kadıköy'e uzanan yol
Yürüdükçe büyüyen hasret mesafesi ömrümün.
Karşı kıyıda dinlenmeye durdu hayat,
Zamanın çarkları dönüyor umarsızca
Her yeni turunda dönüşünün
Dönüşüyor insanlar.
Akan yüzler gördüm geceye
Vahşiydi ve dişlerinden kan damlıyordu.
Acımasız yaklaşıyor son.
Upuzun katarında hayat treninin
Raydan çıkanlar oldu bazı bazı.
Sesi uzaklaştıkça tizleşti gidenlerin.
Sen de tiz bir uğultusun artık.
Ve ben duymak için kulak kabartıyorum.
Yeni yaklaşan uzunca bir tren sesine
Esirin oluyorum işte,
Geçici özgürlüklermiş toz pembe düşler.
Kara bulutların ıslağını bekliyor
Coşku denizinde umut.Harita da izi yok bir ada şimdi,
Gemiler en uzak kıyılardan geçiyor.
Kitabesinde eski dilde söylemler yansıyor hayatın




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!