Tenimizin Damlaları Şiiri - Kasım Kobakçı

Kasım Kobakçı
2799

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Tenimizin Damlaları

Yeterince ağır değil mi hava?
Boğulmuşken bedenim buhara,
Sırılsıklam bir haldeyim,
Sız haydi tenime, eriyelim seninle..
Tanıklık etmiyor mu ay?
Bu ilkel hallerimizi mi yadırgıyor?
Vaadim olsun sana, unutulmaz bir an,
Haydi sız da, tenimizin damlaları değsin birbirine..
*
Direncini yitiriyor vücudum, olmayacak sıcaklardan,
Sükuneti arzuluyor ruhum, olmayacak bunaltılardan,
Dokunmayın bu karanlıkta bana, ıslat çarşafı da, ateşim ait olsun bana,
Arınmayı anlat, arınmayı hak edene, gün ağarmadan hemen önce...
*
Sıkan sıkar, zaten canı,
Bunalım zaten, çöker tavana,
Buharına vardık varmasına,
Sanmam ki, barındırsın ferahlık..
Her bunaltının içinde,
İnsan bu ağırlığa, niçin mecbur?
Gevşiyor gevşeyen nihayetinde,
O mutlak gevşekliğe, niçin varılmıyor?
*
Az ya da çok,
Bu sıcaklıkta, eriyecek bu beden..
Boş ver ıslak anları,
Filizlenecek tenin arzuları..
Çıplak ya da örtük,
Sunulacak teslimiyet şehvete..
Bul kendini, buharın ortasında,
Damlalar ulaşacak, yapışkan tenlere..
*
Direncini yitiriyor vücudum, olmayacak sıcaklardan,
Sükuneti arzuluyor ruhum, olmayacak bunaltılardan,
Dokunmayın bu karanlıkta bana, ıslat çarşafı da, ateşim ait olsun bana,
Arınmayı anlat, arınmayı hak edene, gün ağarmadan hemen önce...
*
İstenilen gevşemeye,
Şimdi kavuşulamıyor..
Hemen deyince beden,
Teslimiyete dalamıyor..
Ele geçmeyen o rahatlık,
Hangi köşelerde gizleniyor?
Tenime bir işaret lazım,
Sükunetini yitiriyor..

Kasım Kobakçı
Kayıt Tarihi : 9.8.2025 01:13:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!