Teknomanuel pilastik ürün az adetli yapımı kalıp yapmadan
Düğme yapımı
Düğme kalınlığında pilastik takoz alınır siensi firezeye baglanir düğmenin yüzü işlenir düğmenin çapından geniş bir fatura açılır yani düğmenin capi yirmi milimse faturanın genişliği yirmi üç milim olur derinliği düğmenin yanının ölçüsü kadar olur daha sonra düğmenin delikleri delinir takozun arka tarafı çevrilir düğmenin arkası işlenir düğmenin çapında alta patlamaya ondabir kalana kadar pilastik takoz sökülür düğme itirilerek arkasının işlendiği yerden çıkarılır
Bardak
Pilastik takoz alınır bardaktan beş milim kalın bardağın içinden yarım milim alındıktan sonra bardağın dışından yarım milim alınır böyle yapıla yapıla bardağın ici ve dışı oyulur istenilen ölçüler oldumu takoz ters çevrilir bardağın dış ölçüsü kadar yer patlamaya ondabir yada onda iki kalana kadar oyulur takoz sökülür bardak düğme gibi çıkarılır bardak beş milim yapılır eğer esneme olursa bardağın içine göre bir erkek yapılır erkekle bereaber ters taraftan oyulur
 
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta