Ey olum!
Andikca icimi sizlatiyor adin
Ey kokusmuslar ulkesinin nar yiyen hukumdari.
her gece, Bir nar tanesine sattin uykularimi.
caliyor zilinde korkularim.
ve bilerek soruyorsun.
...sonra gökyüzüne bakarsın,
- uçan balonlar ve uçurtmalara bürünmüş gökyüzüne.
- her gidiş için göğe saldığın dilek fenerlerine, kuşlara mesela...
Aşığın çilesi,meşk ile başlar
Akıyor gözümden kanlı yaşlar
Savurur bedenim,kuru bir rüzgar
Gidince bu sevda yiter mi sandın?
Şu soysuz gönlümü,vurdular taşa
Bilsen neler geldi,bu garip başa
Beş şımarık geceye besteledim ben seni.
Beş ışıltılı ve fosforlu gecede çizgiledim sırtını.
Ellerim dokunurken yeryüzüne.
Ten adlı bir serseriymisim.
Ve avuçlarimda pencelenmis bir aşkın iniltileri...
Bir yudum su içmek kadar...
Evet ancak o kadar söndüre bilirler yaktığın ateşi,
senden sonra kanacaklarım..
Dibi görünmeyen kuyu
İki fener birde babam
Tırnakları siyah Zümrüt
Unutulmuş masal babam
KaZması işçi terliği
Öksürürdü geceleri
Kahirli bir akşamdan buruk bir sabaha uyanmakta Antalya
Gözlerimde siyah beyaz fragmanlar.
Roller başarılı
Oyuncular karaktersiz.
Sevişme sahnelerine getirilen edit
Hafizalar eror.
Şimdi, varlığının yokluğunu arayan ne bedenim,
ne de ellerim.
Zaten hiç tanımadım.
Ne kokunu duyabildim, ne de ateşini ölçtü dudağım
ey sevgili, şimdi yalnızlığın ortasında yakılan bir sokak lambası var
ve ışığına üşüşen ateş böcekleri.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!