Düğün aşında bir kaşık tuz misali
Damaklarda tat iksiri bizim lafımız
Biraz şehriyeli, biraz laubali
Aşurenin bir benzeri bizim lafımız
Şarkılardan korkuyorum
Bir başka oluyor melodilerle sensizlik
Adını koyamıyorum işte
yüreğimden başlıyor önce
Henüz bastırmadan gece
Deviriyorum şişeyi bir dikişte
Seni yitirmenin sonu yok mu
Ey şuh-u dil-ara
Söyle, neden gazel düşer
Dembe-dem eşcara
En çorak yerinden susadım
Gönlümün
Çiçeklerde aradım kaybedince seni
Yalnız gül değil,kıskanır gonca seni
Bencileyin seven var mıdır?
Bir düşün umarsızım,sence seni
Bu kaçıncı gecedir ki 'Bu sabah tamam.' diyorum
'Şu gecikmiş itirafı akşama komam.' diyorum
Gün burnuna karanlıkla değişiyor kararım
'Belki unuturum, belki umursamam.' diyorum
Yeni akşamlar, yeni sözler, yeminler...
Seni çiçeklerde koklamıştım,
Dikenler üstünde,yalın ayak.
Sana gaklıklarda kanmıştım.
Yağmurumdun,
tepemde sağanak sağanak.
En bakir övgüleri sana dermiştim oysa
Kızıl bir alev olur bulutlara doğru
Tünek vakti saçların semaya ağar
Gözlerin yağmur yüklü, yüzün dupduru
Melekler alnından aydınlık sağar
Düşlerim hazırlıksız girer günün rengine
Her baharın ölümüdür
Zamansız düşen kar
Çiçek bile tinsel kokar
Tin tiyniyet ölü müdür?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!