Yitik benliğim yanan mum mahzun sayfalar
Yitik mum yanan benliğim
Mahzun mum yanan sayfalar
Mahzun benliğim yitik sayfalar...
Tek tabanca
Yürürüm pervasızca
Gece sesleri susturunca
Işır düşman da dost da
Tuğlası örülmüş çatısı çatılmış
Topal sinek
Cehenneme binek
Belini bükecek
Ateşten hendek
Ölü dirildi
Ben de yaparım dedi
Bir yıldız kadar sarih
Bir yıldız kadar itaatkar ve mutmain
Bir yıldız gibi yönüm bildirir gözlerin
Göğün titrekliği göğün titrekliği
Ruhunu hangi toprak bitirir
Karanlık, duvarlarında oya edilmiş zindan
Ayrılıktan kalan hüzün
Yaprak ardına sıkışmış
Rüzgarda kırışan yüzün
Sırlı öyküsüne sızmış
Bir umut köylüsüyüm ben
Adıma piyangolar oynanır şehirde
Bataklıktan koku sırtlayan
Müzayadelerin gizli tanığıyım
Kimse bilmez şahitliğimi
Şahit değildir çünkü kimse kendine
İnsan, asla olduğu yerde çark edemez,
Anlamaz yasak hududu ellediğini;
Ruhu asileşinceye dek fark edemez,
İçindeki firavunu beslediğini.
Ve ölüm gelir sığar küçücük bir âna,
Vurup taşlara kafamı kırdığım,
Sahi bilerek O'ndan ayırdığım,
Ne varsa ruhumu geriye tepti.
Yokun bende nüfuzuna sebepti.
Sensin ey masiva; bırak peşimi,
Sekinet uçup da gitti elimden, tutamadım,
Meylettim, yolumu çizdiğini sandığım zara.
Menzili kovalamakta aceleci davrandım,
Tosladım dünden yarına gerilen intizâra.
Dolan emelime nazlı kar anlık,
Yürüdü dağlar onu aşamadım;
Hilâle yıldız, ışığa karanlık,
Kavuştu, ben sana kavuşamadım.
Tutmayı bilmeli insan ..
İyiliği yüreğinde..
İyi yürekli insanları yaşamında...
Sırları içinde..
Dilini gerektiği yerde..
Yarasını dışarıya göstermeden en derinde ,
Gözyaşını düşmeden kirpiğinde...
Tutmayı bilmeli insan ...
Her şeye rağmen.
Hayatın bir uc ...