Haber ver hâl-i zakirden ey rüzgar
Ne demektedir raksı yaprakların
Sesleri boşluğa yuvarlayan kar
İkazı gelecek hesabın yarın
Tepemde gök uzar namütenahi
İleri geri, geri ileri
Şeksiz tâat ile döner küre
Nereye akar fezada teri
Sıkışır tayin edilen süre
İleri geri, geri ileri
Bir çocuğun kaygıdan kopan bakışlarını
İlan etseydim beyaz yakalılara
Merhamet bildirgesi diye
Deler miydi onların kalbini de
O çok şeyler bilen büyükler
Neden ısrarcılardı iri laflar etmeye
Neye ihtirasla elim uzansa
Varamadan ruhum geride kalır
Kavuşmak mı işte o hangi ansa
En gizimi benim içimden alır
Önünde yollar var git birini seç
Kamyonlarla dolu çayır kokularına
Sırlanmış hikayeler
Bir çocuk yüzüne bir yaşlı tavsiyesine
Ne kadar da benzerler
Kopartılmış korkulardır insanı ezen
Kalbinin en mahrem köşesinden
Çizgisiz hudutsuz yeknesak günleri,
Usandım yarına ertele ertele;
Gözümü öteye diktiğimden beri,
Gelmiyor artık eski hayalim ele.
Çekmekten daima korkutuğum keder,
Beni hiçliğin kılcalına çeker.
Gövdem dünden hazır hükme, bekler;
Gelsin artık son gül de solmadan.
Vursam topuklarımı bütün gücümle,
Yarılıp aşikar olsa sırrı yerin;
Bir derin bakış bazen, bazen bir cümle,
Alır yükünü kana karışmış terin.
Çözülür mü yer etmiş kalbimin kiri,
Göğsüne düğümlü ümmetin bir ateşten süs
Ziyadır karanlığa batmış dünyaya Kudüs
Tetikte asırlardır; nazır, heybetli, vakur
Vahşi yüzüne insanlığın insanlık vurur
Yalanda yitirilmiş hoşgörünün kalesi
Var mıdır arzın yüzünde diyarın böylesi
Vakit geldi saat çattı
Boşluğa zaman kıvılcım çaktı
Beynime ölüm çarptı
Hayat emekler ölümün kucağında
Tutmayı bilmeli insan ..
İyiliği yüreğinde..
İyi yürekli insanları yaşamında...
Sırları içinde..
Dilini gerektiği yerde..
Yarasını dışarıya göstermeden en derinde ,
Gözyaşını düşmeden kirpiğinde...
Tutmayı bilmeli insan ...
Her şeye rağmen.
Hayatın bir uc ...