Sustuklarım Şiiri - Huban Asena Özkan

Huban Asena Özkan
350

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

Sustuklarım

O an dilim tutuldu, zaman bıçak gibi kesildi,
"Söyleseydim dünya değişir miydi?" diye sorar durur içimdeki çocuk.
Bir söz dudakta kaldı, dünya dönmeye devam etti,
Sessizliğin ilk tuğlası kondu o an,
Kocaman bir binanın temeline atılan küçük bir çığlık...

Sustukça büyüyen o ağır yük, sırtımda taşınmaz dağ,
Kendime kırgınım şimdi
"Neden konuşmadın?" diye haykırır vicdanım.
Bir ağız sustuğunda, bir iç kanar derinden,
Kanayan yerden sızan her damla, sessizliğin haritasını çizer ruhumda,
Kendimi kendimden sakladığım o karanlık koridor...

Suskunluğumu "olgunluk" sandılar, kabullenmiş gibi gördüler,
Oysa her sessiz an, içimde bir pencere daha kapandı.
Sustuğumda “olgun” sandılar, ben içimde çürüyordum,
Anlaşılmamanın soğuk duvarları arasında,
Kendi sesimin yankısını bile kaybettim...

Her sustuğum şey katman katman çöktü üstüme,
Taş kesildi omuzlarım, nefesim daraldı.
Dilime değil, omzuma çöktü sustuklarım,
Artık yürürken çatırdıyor kemiklerim,
Sessizliğin ağırlığıyla kırılan bir iskelet gibi...

Yoruldum bu sessiz taşları taşımaktan,
İçimde büyüttüğüm çığlık artık boğazımı yırtıyor.
Sessizliğimin içinde çığlıklar büyüttüm,
Şimdi o çığlık kök saldı damarlarıma,
Konuşmasam patlayacak bir bomba oldu...

Yeter!
Sustuğum her şeyin üzerime düşmesine izin verdim.
Şimdi sessizliğimi bir silah gibi kuşanıyorum
Çünkü bazen en yıkıcı hakikatler,
Kelimelerin kifayetsiz kaldığı o derin sessizlikte doğar!
Ve bazı sustuklarımız,
Tüm çığlıklardan daha gür konuşur...

Huban Asena Özkan
Kayıt Tarihi : 22.7.2025 13:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!