Yaşam…
Kendi başına bir yolculuktur.
Ama acı, ama tatlı mademki yaşamak var…
Değmez tek kişilik aşklara… Hele tek taraflı olduğunu bildiğin ve inat ettiğin sürece… Senden giden her damla yaş, taş olur yığılır boğazına… Yumruk, yumruk dizilir, göğüs kafesine, sonra kalp krizleri ile karşılaştığında anlarsın ki aslında aşk, sevgi, yaşam, içine sığdıramadığın tomurcuklardır. Yeşile ekmek isterken, hep hata görür, beğenmezsin çamurunu. Affetmeyi ve şükretmeyi unutursun yaşadığın için yararlı olmak adına… Biraz vurdumduymaz, biraz çılgın, biraz sıra dışı olacaksın düşüncelerinde… Duyguların kulağından girecek uğrayacak kalbine, sonra, değerin çıkacak kalbe uğradığında, belki bir başkasının hayatına dokunup anlam katmak isterken, onu yıkacaksın… Hiçbir şeyin farkında olmadan konuşacak konu bile bulamadan sırtını dönerek yatacaksın… Kendi bencilliğinle…
Yaşam…
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var