Aşk,
kimine göre nefsin ateşidir;
bir bakışla tutuşan,
bir dokunuşla büyüyen,
bedende yankılanan geçici bir yangın…
güneşin koynuna serdim
göz yaşlarımı
kurusunlar diye...
yalnızlığın soğuk omzunda
kırıldı içimin camları
Elif... Lâm... Mim...
Ben seni ruhlar âleminden tanıyorum,
Henüz gökler kurulmamışken,
Henüz güneş doğmamışken,
Henüz insan topraktan yoğrulmamışken...
Her vefasızlıkta,
biraz daha eksilen kalbim…
Kırık cam parçaları gibi,
her köşesi kanayan,
her köşesi titreyen…
Yaranı Yaramla Bir Tutma Sevgili..
Yaranı yaramla bir tutma sevgili,
Benim kanım başka akar gecelere.
Senin sükûtun bir iç çekiş belki,
Benim sessizliğim döner ağıtlara.
Kırdığın kalbe iyi bak… Çünkü bir gün yolun mutlaka ona düşecek. İnsan, hayatta hangi kapıdan gireceğini, hangi kapının önünde eğileceğini bilemez. Belki de en ihtiyaç duyduğun anda, bir zamanlar incittiğin bir kalbin duasına muhtaç olursun. O yüzden kalp kırmaktan sakın, çünkü kırılan kalp bir daha eskisi gibi olmaz.
İnsanın en büyük imtihanı, gönül kırmamak ve kendisine duyulan güvene ihanet etmemektir. Güven bir kez sarsıldığında, hiçbir söz, hiçbir özür tam anlamıyla o yarayı kapatamaz. Yarı yolda bıraktığın birinin gönül sadakasını ise ne bu dünyada ödeyebilirsin, ne de öte dünyada. Çünkü kalbi yarım bırakmak, yolun en ağır yükünü arkanda bırakmaktır.
Bir kalbin güvenini kazanmak, maldan da mülkten de kıymetlidir. Çünkü mal da mülk de dünyada kalır; ama güven, hem bu dünyada hem de ahirette sahibine şeref katar. Bir kalbi incitmek ise, telafisi olmayan bir vebaldir. Zira gönül, Allah’ın nazargâhıdır; O’nun baktığı en değerli mekândır. Orası bir kez kırıldığında, bazen bin özür bile yetmez, bin pişmanlık bile o kalbi onaramaz.
Sen ölürsün;
Bense vaktin kıyısında beklerim,
Yaşamanın taktiği yok ki,
Hayat sadece acının adımlarıyla ölçülür.
Bir kalp… kaç kez gömülür aynı toprağa?
İnsan kendi içinde ölür mü deme—
Ben öldüm işte…
Hem de… kaç kez?
Sayısını unuttum.
Geceye soruyorum seni,
Yıldızlar suskun, rüzgar ağlıyor.
Bir gölge düşüyor içime,
Adın unutulmaya yüz tutmuş bir yangın.
Bir anı gibi geçiyorsun içimden,
Yine gece…
Yine seni en çok özlediğim zamanlar.
Elimde kağıt, kalem,
Ve her harfi sana dokunan sessiz bir haykırış.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!