Şimdi kalkıp desem ki; Yavuz Selim canidir
Hem kardeş hem de yüz bin Müslüman katilidir
Bir tek kafir kellesi kesmemiş Halife’dir
“Sen Alevi’sin” derler, en iyisi sus otur.
…
Şimdi kalkıp desem ki; tüm hadisler uydurma
Hepsi yazılmamış mı tam iki yüz yıl sonra
I
Bekle beni küçüğüm
umudu karartmadan
sevinci yitirmeden bekle
döneceğim bir gün elbet
bekle beni
Devamını Oku
Bekle beni küçüğüm
umudu karartmadan
sevinci yitirmeden bekle
döneceğim bir gün elbet
bekle beni
Ah Yılmaz bey söylenecek daha neler var neler... İyisi mi söyleme Sus otur...
Hakkı hakikati söyleyen nerede yer bulmuş ki...
O eskidenmiş... Hakkın ve hakikatin önünde düğme ilikleme...
Şimdi çıkar uğruna hakkı bükmek eğmek yok saymak gelenek olmuş...
Dine en büyük kötülük uydurma hadisler eklenmesi elbet....
Kaleminize sağlık çok güzel bir anlatım ve mana derinliği oldukça fazla şiirinizi kutluyorum Yılmaz bey... Nicelerine diyerek...
Saygıyla...
Sus Otur.... Günümüzün otoriter anlayışını başlık koyarak açıklamaya çalıştığınız
gerçeklere katılmamak mümkün değil. Yönetimler azarlamayla, sert ve tutarsız tavırlarıyla değil, toplum yaşamına pozitif katkılarıyla, kendilerini seçen halkı küçük görmekle değil, onlarla bütünleşip halkın isteğini dikkate yürümek, yönetmek zorundadır.
Hemen her konuda kara cahilin bilinçsizliğine, çıkarcının kuyruk sallamasına güvenerek
halkın desteği sağlanamaz. Özellikle tarihin doğru ve yanlışlarını yok sayarak onları kendi özel düşünceleriniz kapsamında yorumlamaya yeniden halkı kandırmaya kalkarsanız, sucuk ekmek topluluğunu bir anda karşınızda bulmanız mümkündür. Kutluyorum...Şiirlere lütfen devam...
Durum böyle kaderde susmak da varmış hiç düşünmemiştim..içtenlikle kutluyorum sizi,saygıyla
Öyle bir şiir okudum ki..sen demişsin. ben daha ne diyebilirim ki..ben sustum ;))))TEBRİKLER VE SAYGILAR SUNUYORUM..
ah değerli şair..nasıl döküldü içimdekiler şiirinizle... her dizesinde haykırdım içimden ama dilim
lal .. susup susup oturmak düşüyor bize de.. yoksa öyle bir çizik atılır ki sile bilene aşk olsun..
biz yine gerçeklerin yolundayız susuyor olsak bile...
gözümüz açık yalana dolana...
gönülden kutlarım çok güzeldi ve gerçekti şiir.
saygılarımla..
Eğitim sistemimizde tarih ve din başka yönden öğretiliyor bize. Önemli olan başlıklar kıyısından köşesinden geçilerek yan bilgiler dediğimiz açıklanması geniş yer tutan bilgiler kısaca değinilip geçiyor. Bir çok antlaşma ve şartları, savaş sahnelerinin hikayeleri, hadislerin gerçek olup olmadığı tartışılmadan geniş geniş ders kitaplarında yer alıyor. derinlemesine inceleme, diğer toplumların değerleriyle kıyaslama gibi konular, öğretilenler üzerinde tartışma ya da fikir yürütme gibi konular yer almıyor. karşı fikir açıklayanlar hemen suçlanarak konu kapatılıyor. Bu da bilim ve gerçeğe dayalı eğitim diye sunuluyor. Susup oturmaya devam ediyoruz hayırlısıyla.
- Bu ülkede din öğretisi 13. yüzyıldaki Hoca Ahmet Yesevi, Mevlana, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Hacı Bektaş Veli.... gibi büyük mutasavvufların izinden gidilerek öğretilseydi.....
- Bu topluma 'dinin, yaratılan ve Yaradan'dan başka kimseyi araya koymadan' yaşanabileceği öğretilseydi....
- Bu toplum inandığı kitabı kendi bildiği dilden okuyarak öğrenseydi...
- Bu topluma, tarikat ve mezheplerin 'post kapmaktan başka bir şey olmadığı, Kuran'da yeri olmadığı öğretilseydi....
..........
- Bu topluma daha önceki yüzyıllarda farklı dille yazılan ve 'ümmi' bakış açısını topluma zerk eden kitaplar yerine 11.- 13 . yüzyıllar arasında yazılan İslamiyete Geçiş Dönemi kitapları okutulsaydı, toplum Türklük değerlerini kaybetmeden İslamlaşacak, böylece dini Arap kültürüne göre değil, Türk kültürüne göre yorumlayacak ve bugünkü 'kimlik bunalımını' yaşamayacaktı....
Bugün dünyanın gıptayla baktığı, İslam Dünyasının da tarafsızlığına inandığı için belki de hakemliğine başvuracağı bir ülke olacaktık....
Bunlar daha artırılabilir... Ama görünen bir şey var ki.... Yüklenmek istenen 'düşünce ve hayat tarzı'... bu toplumun dokusuna uymuyor...
BU TERAZİ BU SİKLETİ ÇEKMEZ...
"Şimdi kalkıp desem ki; ...." İyi ki demişsiniz Yılmaz Bey.... Bence, sözcükleri de seçerek ve dikkatli bir dille demişsiniz.... Çünkü diyecek daha neler var neler......
Duygularımıza tercüman olan güçlü yürek sesinizi ve kaleminizi içtenlikle kutlarım.... Daha nicelerine.... Saygılarımla....
Şiiriniz ile hislerimize adeta tercüman olmuşsunuz Yılmaz Bey.
Kulaktan dolma bilgiler ile her söylenen hadis halinize gelmiş durumda.
Kuran ı Kerim en güzel rehberimiz. Her şey gayet açık ve net bir şekilde yazılmıştır orada. O'nu anlayıp kavrayabilmek için kendi dilimizce okumalıyız. Çoğumuz okuduğumuz duanın anlamını bile bilmiyor.Bu da ayrı bir konu tabi.
Kaleminize sağlık Yılmaz Bey.Çok güzel işlemişsiniz şiiri..
Saygı ve selamlarımla.
Aslında susmamak, bunları konuşmak gerek. Fakat karşımızda bunu anlayacak muhataplar gerek. Aksi takdirde onuncu köy aramak gerek. Zaman zaman da sesli olarak paylaştığım duygularıma tercüman olmuş değerli şiiriniz.
Toplum, gitgide bir hurafe toplumu olmaya başladı. İnanmak istedikleri kendilerince doğu! larına inanıyorlar. Ve bu bazı kurum ve kuruluşların, toplulukların işine geliyor. Toplum ne kadar cahil olursa kandırmak ve yönetmek o kadar kolaydır çünkü...
Yazsam, sayfalar dolusu uzaaar gider bu yorum. En iyisi susmak. Ayakta alkışlıyorum Yılmaz bey...Nicelerine değerli kardeşim...Esenlikle...
Hem içinden (İçimizden) geçenleri söyleyip, hemde susup oturmak böyle olur...
Her sustuğunuza katılıyor aynı zamanda sözünüzü dinleyip susup oturuyorum, emeğinize ve yüreğinize sağlık Hocam, can-ı gönülden kutlarım saygılar...
Bu şiir ile ilgili 16 tane yorum bulunmakta