Süleyman gibi Şiiri - Yorumlar

Abdurrahim Kahraman
134

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

İşte geldim gidiyorum sevgili dostum
Süleyman'a kalmayan dar patikadan
Bazen yeşil çime,bazen balçığa bastım
Düştüm kalktım,tökezlendim durmadan

Özümü bildim bileli terazi kurdum
Hayrı başkasına,şerri kendime yordum

Tamamını Oku
  • Afet Kırat
    Afet Kırat 18.08.2010 - 06:07

    Abdurrahim Bey’i gerek radyomuzdan gerekse şiir toplantısından şahsen tanıyorum. Şairliği konusunda iddialı olmadığını biliyorum ama şair duruşuyla, efendiliğiyle, saygısıyla gerçekten mükemmel bir insandır. Seçilen bu şiirinden daha başarılı şiirleri vardır elbette, kurul bunu uygun görmüş, ya da kurula bu önerilmiş seçilmiş. Bu sayfalarda şiir önemlidir biraz daha dikkatle çok daha başarılı şiirler yazacaktır.

    Ben Abdurrahim Bey’in başarısını kutlar daha iyi şiirlerini de burada görmek istediğimi bildirir hayırlı Ramazanlar dilerim.

    Cevap Yaz
  • Mehmet Özdemir
    Mehmet Özdemir 18.08.2010 - 03:46

    Mustafa Ceylan Hocamız ayrıntılı incelemiş şiiri..
    şair de 'iyi-kötü şiir demelerine aldırmam...keyfini çıkarmak istiyorum' diyor...
    ne diyelim.. bir günlük keyfi şairimize çok görmeyelim..
    saygılar...

    Cevap Yaz
  • Mustafa Ceylan
    Mustafa Ceylan 18.08.2010 - 03:25

    'SÜLEYMAN GİBİ' ŞİİRİ ÜSTÜNE

    Mustafa CEYLAN
    *********************
    A-FİZİKSEL İNCELEME
    ----------
    KAFİYELER:

    dostum-patikadan-bastım(durmadan)
    kurdum-yordum-oturdum(sorulmadan)
    günümü-yönümü-dünümü(yorulmadan)
    sevdaya-dünyaya-konyaya(durmadan)

    VEZİN :

    ----(4+4)+(5)=13
    ----(4+3)+(5)=12
    ----(4+4)+(5)=13
    ----(4+4)+(3)=11
    *
    ---(5+3)+(5)=13
    ---(6+2)+(5)=13
    ---(5+2)+(5)=12
    ---(4+3)+(4)=11
    *
    ---(4+3)+(6)=13
    ---(6+2)+(5)=13
    ---(6+4)+(3)=13
    ---(6+5)=11
    *
    ----(4+3)(6)=13
    ----(6+6)=12
    -----(6+5)=11
    ----(4+4)+(3)=11

    -Görüldüğü gibi (patikadan-durmadan)-]Kafiye hatası vardır. Kafiye ile redif meselesine dikkat. Kök'ten kafiye tercihimdir.
    -Hece havasında kalıp hatası bulunan, türkü veya şarkı sözü biçiminde bir şiirdir diyebilirim.

    B-TEMA

    -Şiirin teması şiirin mısralarının içine girmeden daha başlığından anlaşılmaktadır. 'Sultan Süleyman'a kalmayan Dünya' dememiş şairimiz 'Süleyman Gibi' demiş
    -Şiirde (İşte geldim gidiyorum sevgili DOSTUM)(DOST meclisinde kapı yanı oturdum)(DOSTLA iştişâre ile buldum yönümü) mısraları ile bu şiirin yazılış sebebini ortaya koymaktadır. Dost ve Dostluk üstüne, FANİ ile FENA arasında kurgulanmaya çalışılmış, sade, genelde yalın(İstişare sözcüğü hariç), edebî sanat kaygısı taşımadan söylenmiş bir şiir.
    Bence burada hata : 4 kıtalık bir şiirin ilk 3 kıtasında DOST sözcüğünün kullanılmasıdır. Ayrıca, aşkla sevda kelimelerini yanyana kullanmak da kelime israfıdır.Oysa, söz sultanı şiir, kelime israfını beğenmez. İsraf edilen kelimeler çıkarıdığında onlardan boşalan yerlere bel ki daha bir anlam ve vurgu, daha bir iç dinamik sağlayacak sözcükler konabilirdi.

    Ölüm ve ömür...
    Dünya ve yalan Dünya, geçici hayat...
    Türk edebiyatında 'ölüm ve ömür' konusu çok işlenmiş, tasavvuf edebiyatımızın temelini teşkil eden bir konu olup; bu temel üstünde fani-geçici dünya ve insanın fenalıkları-nefs konusu nakışlanmaya çalışılmıştır hep. Tasavvufî yönü ağır basan bu çalışmada şair,
    BİRİNCİ KITADA, ( Dar patika, yeşil çim, balçık ve tökezleme) ile;
    İKİNCİ KITADA, (Ölüm-terazi, hayır ve şer, dost meclisi, suskunluk)ile;
    ÜÇÜNCÜ KITADA, (Bir günün sonu uyku, günün muhasebesi, dosta danışma, geçmişten ders alma)ile;
    SON KITADA,(beşeri aşk, kahpe dünya, gurbetel ve sıla, ölmeden sılaya dönüş) ile şiirini dokumuştur.
    *
    Türküler bilirim (dost dost)diyen... Dost dost diye nicesine sarıldım der Veysel... Yunus'ta, Hacıbektaş'ta, Pir Sultan'da; bütünüyle Anadolu Ozanlarında dost ve dostluk değişmez konuların başındadır.
    Yalnızlık, dostların ihaneti ve kendi iç dehlizinin gürültüleriyle 'sessizliğe gömülen şairlerimiz' canavar dünyadan kurtuluşu tercih ederek, kendilerini inancımızın insanı kurtaran ve yaşatan kollarına atmışlardır çoğu kere.
    Yunus Emre'de ölüm sevdiğine,dosta kavuşma bayramı gibidir. Çünkü Yunus, ölmeden evvel ölmesini bilenlerden birisidir. hattâ Yunus 'Ölümden ne korkarsın, korkma ebedî varsın!' diyerek ölümü dahi aşarak Mevlâ'ya ulaşmaya çalışır.Ve Yunus'u üzen de asla ölüm değil, yeryüzündeki hayattır. Mevlâna da ölüme düğün gecesi 'şeb-i arus' demiyor mu? 'her yer karanlık' diye 'Makber'de haykıran Abdülhak Hamid' de ölümü ve kabri anlatmıştır.Peyami Safa, Necip Fazıl Kısakürek ve Ahmet Hamdi tanpınar' da ise biraz daha felsefî yönü ağır dünya ve ölüm temaları vardır. Cahit Sıtkı bile 35 yaşta yolun yarısının hesabını yapmadan edememiştir.
    *
    Dünyaya metelik vermeyen ve kahpe olarak nitelendiren, bütün ilişkilerinde, haklı haksız, yanlış doğru, eğri düz.... vb yani iki seçenekten birini tercih eden bir insan modeli vardır bu şiirde. Tıpkı 'özünü bildi bileli koyduğu TERAZİ' nin iki kefesi olduğu gibi. Bu düşünüş, tasavvufî derinlik yerine, sade, felsefeden uzak, normal ve sıradan insanın hayat-dünya-dostluk ve ölüm anlayışının kelimelerle resmini çizer ki, bu şiir de işte bu yüzeysellik vardır. Burada bir dava ve felsefe önderinin ufku değil, mecliste kapıya yakın oturan, sorulmadan, ölçüp, biçip, tartıp konuşmayan sade vatandaş ufku vardır, söylemi vardır.

    Bu söylemde, kendilerine dost dediği kişilerin onu tökezlettirmeleri vardır. Ve bu tökezlemeye rağmen de, hayrı onlara şerri kendisine seçen bir bakış da bulunmaktadır.

    NETİCE ve KANAAT
    ********************
    Şairimiz teknik-fizikî hatalara rağmen, tema itibariyle ve temayı işleyişi itibariyle başarılıdır. Anadolu'da 'destancı' dediğimiz, yaylalarda günün ve olayların türküsünü çığıran, destanını söyleyen, özgür-sade-gösterişsiz, kalıp, vezin,kafiye vb şeklî hiç bir kaygı taşımayan 'destancılarımız' gibi bir eser ortaya koymuştur.
    Ondan çok daha başarılı şiirler okuyacağımıza inanıyorum.
    Teşekkürler...
    Selamlar, saygılar...

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 18.08.2010 - 02:34

    ŞAİR DEĞİLİM, ŞİİRE DAİR VESAİRİM...

    Bu sözü içten olarak söylediğine inanıyorum şairin..Zira o tevazu üslubu içinde riya yapmayacak kadar delişmen, özü sözü bir, serkeş ruhlu bir insan olarak yer etmiştir hafızamda..Yüzünü ve sesini bir kez görmediğim ve işitmediğim bir insan olan Sn kahraman yüzünü defelarca gördüğüm halde hafızamda yere etmeyenlerden oldukça farklıdır..

    O hem biçim, hem de öz yönünden türkçe sözlü yeni bir şiirin arayışı içindedir..Bakmayın bu şiirinde böyle kadim usule riayet ettiğine..neyzen tevfiğe ve ben dadaistim diyen nice söz savuranına taş çıkartacak heyheylenmeleri vardır onun..

    O bana öyle gelirki tebaa halinde bir halk olmamak gerektiğini, sada verip yankılanmak gerektiğini, susmadan en azından boşlukta bir ses oluşturmak gerektiğini söyleyen ve bu ihtiyacı işaretleyen adamdır o...
    Bu sese katılacak seslere kulak kabartan ve yeni seslere start oluşu arzulayan bir yürektir..hadi edebimden deminden beri söyleyemedim bir şeyi söyleyeyim...deliyürektir o...

    Şiirinin mükemmel olup olmaması sonraki meselesedir bana kalırsa onun..ama hakiki bir ses, tek yüzlü bir ses, kalbiyle kalemi akortlu bir ses olmayı hedeflemiştir..

    iddiasızlığıyla bir anda iddia sahibi olmuş bir farklı ses..

    aşık olmaya gelince..

    eskiler ben namaz kıldım demezlerdi..Namazımı eda ettim kabul olur inşaAllah derlerdi..

    aşkın halleri sizi alıp götürdüğünde sizin aşıklığınız artık dillerdedir..aşık ise kendi hallerinin farkında bile değildir..

    şöyle birşeydir aşığın halleri sanırım..

    El vurup yâremi incitme tabib
    Bilmem sıhhat bulmaz hicraneler var
    Dert vurup da yârem eylersin derman
    Her can kabul etmez viraneler var

    Vay dünya, dünya yalansın dünya
    Yalan ile yalan olansın dünya

    Cevap Yaz
  • Abdurrahim Kahraman
    Abdurrahim Kahraman 18.08.2010 - 02:02

    Günün şiiri köşesinde 'Süleyman Gibi' yi görmek beni elbette son derece onurlandırmıştır.Öncelikle değerli seçki kuruluna şükranlarımı arzetmekteyim.Şiirle ilgili olarak değerli beğeni ve eleştirilerini yazan ve yazacak olan tüm şiir severlere teşekkürlerimi ayrıca yürekten sunuyorum.Şiirim iyidir kötüdür tartışmasına girmem.Tadını çıkarmak istiyorum.Saygılarımla efendim.

    Cevap Yaz
  • Ramazan Topoğlu
    Ramazan Topoğlu 18.08.2010 - 01:56

    Mevlana'nın nefes aldığı yerlerde daha sonra yaşayanlar, o çekilen nefesin süzüldüğü yerden yeniden imbiklenen doğal bir sezgiyle beslenmişlerdir.

    Bilgece. Dervişi. Adamca. Mert. Soylu ve oturaklı.
    Yormadan konuşan, yorulmadan oturmayan.
    İşgal ettiği alanın hakkını veren; kapı önü olsa da.
    Ayağında basacağı yer için gözü olan.
    Gönlü gözüne ve diline taşınan.

    İnsan ve hayat sevgisiyle çağlayan ulu gönlüyle.
    Noktasız engin sevdalarıyla.

    Cevap Yaz
  • Ali Oğuz
    Ali Oğuz 18.08.2010 - 00:46

    Yaşadığımız çelişkileri, uzaktan baktığımızda anlamsız buluyor, geçen ömre üzülüyorsak... Nedeni karmaşık şeyler olmasa gerek.
    Şiirde kendimi buldum ve gördüm.
    Teşekkür ederim.

    Cevap Yaz
  • Yavuz Bal
    Yavuz Bal 28.07.2006 - 21:53

    bülbül ve altın kafes hikayesi var hocam.. konyalıya konyayı anlatamamya.. yalnız dar patikanın sonlarında bende yol alıyormuşum gibi... allah razı olsun bu güzelliği verdiğin için.

    Cevap Yaz
  • Meliha Yüceaktaş
    Meliha Yüceaktaş 28.07.2006 - 09:17

    bu şiirin muhatabı ben değilim biliyorum...

    Konyalı olarak dönmeyi isterim ama o kupkuru havası yok mu ?

    denizin yumuşaklığını aratıyor insana ...

    tebrikler...

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 27.07.2006 - 20:21


    Kelt Şafağı / William Butler Yeats

    Zaman yok olur gider
    Sönmüş bir mum gibi,
    Ve dağlar ile ormanlar
    Doldurur vadesini, doldurur vadesini;
    Ama ateş cevheri ruhların
    Eski tatlı bozgunu,
    Sen bir yere gidemezsin.


    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 30 tane yorum bulunmakta