edilmiş yeminle
ihanetle, sadakat arası
ördüğünü sandığın duvar
en derin uçurum
yalanın çekimine açık
t’aht!
büyüyünce ölüyor insan
gülüşü,
şafağı söker gibi geceden
doğup doğup ölüyor
her yeni gün...
Bunu ona söylemedim, “o bir yalancıydı.” Her suçlu gibi onun da öfke kontrolü yoktu. Susmam bile onu öfkelendiriyordu. Çünkü biliyordu ki susmam onun ne olduğunu bilmemden kaynaklanıyordu. Kendini benden nasıl kurtaracağını iyi biliyor kendi aynasından bakıp hakaretler yağdırıyordu. Tepemin tasını attırıp içimde sustuklarımı söylememi sağlıyordu. Tamamen kaybetmek istemediğim için ölçülü konuşuyordum. Böyle birinin nesini seviyordum? İlk tanıştığımız zamanlardaki inceliğini, aşırı ilgisini, ona inandığım zamanları özlediğim içindi belki. Beni sevdiğine inanmaya ihtiyacım vardı belkide kimbilir. “Seni seviyorum” demeye korkuyorum demişti bir keresinde, “sen sev, sen özgür ve cesursun!”
Aslında onun hayatında maddiyat ve başarı ön sırada yer alıyordu. Sürekli koşturuyor, eș, dost ilişkilerine vakit ayırmıyor ve bununla gurur duyuyordu.
Ona bütün bu yaptıkları ve sınırsız hırsı için birgün pişman olacağını söylemeyi çok istedim. Söyleyemedim! Söylemiș olsam dahi bunu pek dikkate alacağını sanmıyordum.
yok sayılan kadının çığlığı nasıl çizilir bir tuvale
denize yürüyen nehrin intiharı
göğün kalp atışıyken medcezir
kendimi bir kuyuda buldum
sevdiklerimin tırnak izleri en derinimde gömü
"kol kırılır yen içinde kalır" dediler
yükseldikçe yükseldi göğe
Sayısız cümle kurdum aşka ve hayata dair. Hiç bir cümlem kesmedi dilimi sustuklarım kadar.
insan kanayan yaraysa
Tanrı kabuktur!
ve
künyesi okunmaz amel sorgusunda hiç kimsenin
kölelik ve direniş "kökler"den kazındı hafızamıza... rengimiz köklerden, hayatla bağımız köklerden, çürümemiz, kurumamız köklerden...
kadın en uzun soluklu köle...
Kunta Kinte kadar sarılmadık özkimliğimize...
İnsandan korkunç bir canlı gösterin
belki; o zaman inanırım
ve umut ederim hayata dair birşeylerin iyiye gideceğine.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!