Sonbaharla Hasbihâl Şiiri - Nihat Malkoç

Nihat Malkoç
1701

ŞİİR


30

TAKİPÇİ

Sonbaharla Hasbihâl

Sonbahar geldiğinde yaprak ayrılır daldan
Ömrün bu son faslında ne aldat ne de aldan!

Tabiat aynasını gönül gözüyle seyret!
Zamanın kıyısında ne değiştirir gayret?

Bu son fasıldır belki, şimdi sonbahardayız
Ateş denizlerinde barut gibi hardayız

Gece gündüze gebe, leylin ahiri nehar
Bu yol nereye varır, anlat bize sonbahar?

Zaman yemyeşil şalı varsın üstünden atsın
Şair ne güzel demiş, mevsim değil sanatsın

Sanki kanın çekilmiş, sana ne haller oldu?
Hasta mısın sonbahar, benzin sarardı soldu?

Bir hüzzam bestesisin, hüzünlere gark oldun
Ömür değirmeninde döne döne çark oldun

Ötekiler duyarken bir sen işittin beni
Geride kaldı gölgem, arkadan ittin beni

Yaza meydan okudun, saltanatını yıktın
Muhteşem bir tablosun, hangi fırçadan çıktın?

Üstündeki gömleği meçhul bir el çıkarsın
Sen ki dünden bugüne kan yaş olup akarsın

Esti bir deli rüzgâr, savurdun ve savruldun
Hasretin sıcağında küle döndün, kavruldun

Kucağını açmışsın can veren yapraklara
Altından yorgan oldun simsiyah topraklara

Mâziyi yâd eyledin, bir âh çekip derinden
Güller küle dönüştü hicranın kederinden

Akrebin kıskacında zamanı aşıp durdun
Önce tebessüm ettin, sonra ağlaşıp durdun

Renklerin paletinde ölümün rengi sende
Bir güneş yanığısın hayatın dengi sende

Sonbahar, ömrümüzün nihayetisin belli!
Bu dünyada hiç kimse kalmayacak temelli

Nihat Malkoç
Kayıt Tarihi : 2.12.2025 22:08:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!