Cemreler düştü
önce havaya, sonra suya
toprağa hayat saldı sonunda...
can kattı hazan soluyan güne
arlanıp giyindi çıplaklığını ağaç
dünyanın en yüksek noktası
usulca soyundu gelinliğini
bakirelik saplantısında
meçhul çocuklar doğuruyor toprak ana
çocuk masumluğunda gülümsüyor
gözümü kırpmadan bakıyorum
mucize doğuşlara...
Bir turna süzülüyor gökle
mutluluk damlatıyor evrene
nazlı nazarlar sunuyor bu beton kente.
göz göze geliyoruz nemli kirpiği
muhçub bakıyor, yârdan haber yok belli.
sırtında hüzün yükü, bana acıyor sanki...
Ey bütün cemrelerden bihaber Sinem
doğa ahenk içinde seyri seferde, gör artık,
kır ruhuna vurulan kutsi prangaları
bahar doğumlar yaşıyor, erit içindeki buzulları
sevginin önüne çektiğin buzdan duvarlar erisin
sen gülümse ki, cemreler de cemre olduğunu bilsin.
Nisan 2004
A v r a s y a
Kayıt Tarihi : 1.4.2004 15:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
gökte / evrene / kente
kirpiği / belli / sanki...
daha devrik ve kafiye kaygısı akışa bırakılsa, süper olacak...
Asım Yapıcı
düşmedimi 'donuyorum' deriz..
aşkın yazı son bulurken yürekte, korkumuzdan 'sönüyorum' derken;
her baharda 'alev alev' yanmak için günlerce,
bir cemrede kalbimize düşsün isteriz..
tebrikler..
TÜM YORUMLAR (24)