Siz doksan kilosunuzdur ve o küçücük hayvanın ağırlığı olsa olsa en kabadayı birkaç gram, ama baş etmeniz ne mümkün. Tabiri caizse size kök söktürür, burnunuzdan fitil fitil getirir. Yaz günleri ve geceleri sivrisinekler için bulunmaz nimet, dolayısıyla sizin içinde bir kâbusa dönüşür...
Biraz televizyon seyrettikten sonra, göz kapaklarımın beş on tona çıktığını hissedince, ayaklarımı sürüyerek yatağa kendimi zor attım. Hemen uykunun engin derinliklerine dalıp, renkli sinemaskop rüya moduna geçmiştim ki, kulağımın kirişinde yine o iğrenç kahrolası vızıltı bzzzzzzzzz bzzzzzzzzzz...Buyur buradan yak. Sessiz bir gecede, bundan daha korkunç ve iğrenç bir ses olabilir mi? Hanıma döndüm''Usulca lambayı yak bana da sinekliği getir hatun'' Tabi bu durumdan o da muzdarip, hemen dediklerimi yapıverdi...Sivrisinekler ile gıcıklaşmamız öyle bir hal almıştır ki, bir oda da yirmi kişi yatıyor olsak, sivri denen arkadaş, o on dokuz kişiyi bırakır, benim kulağımın kökünde öter bzzzzzzz diye...
Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da
Uzun bir hastalık gibi
Aralıksız dinlediğim alaturka bir fasıl gibi
Gökyüzüne bakmayı, dostlara mektup yazmayı
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta