Silik soluk ne kadar sevişmemiz varsa bir saksıya koydum.
Hatırladığım başka bir suret yok.
Kurduğum kalelerin önünden tüm maskeleri söktüm attım ben.
Saksı küçülüyor,kökler eziliyor,su fazla geldi bu kadar ağlamamalıyım!
Yatağım ıslak,sevişmeler ıslak,kan kokusu kadar belirsiz bir koku sardı yaprakları. Akşam olmak üzere,yemeğin altını yakmalıyım ve sen yanık yemek sevmezsin ki!
Ne zaman ve kimden öğrenmiştik biz böyle delice,yaşadığımızı bile unutarak sevişmeyi?
Dağların dorukları dumanlı olur
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Devamını Oku
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta