Şiir Üzerine Şiiri - İlhami Bulut

İlhami Bulut
418

ŞİİR


20

TAKİPÇİ

Şiir Üzerine


Benim bildiğim üç kavramın tanımı yok, daha doğrusu tek tanım giydirilememiş herkes kendince bir tanım yapmış, bu olguları; aşk, zaman ve şiir; şiir üzerinde duralım biraz;

Her insanın içinde bir şair vardır” ama Geothe der ki; “ şiir ya mükemmel olmalı ya da hiç olmamalı”

Gönül gözü evrenin sırlarını seyretmeye açık olunca; akademik kariyer istemez şiir; Aşık Veysel “Benim sadık yârim kara topraktır” der çıkar işin içinden, ciltlerce eser yazsan bu tadı bulma şansı olmaz.

Hakların tersine şairlik alınmaz verilir ne demek bu; bir gün kendini şair zanneden benim gibi birisi Fazıl Hüsnü Dağlarca’ya gider, elini uzatır ben Şair,,,,,,,,,,, der, Dağlarca lütfen dışarıda bekler misiniz der. Sonra alır içeri der ki; bana senelerdir sen büyük şairsin dediler ben bir gün ben şairim demedim sen ne yazdın ki öyle ayaküstü hemen şair oldun. Okuyucun sana şair dediği oranda şair olursun, sen şairliğini ilan edemezsin der.

Şiire dair sayısız sayıda yorumlar vardır. Bazen şöhretin semtine uğramamış olanlardan bile yakıcı mısralar sadır olabilir.

Sıradanlığın kıyısında çok inciler vurur kıyıya bazen.

Anlık ilhamları şiirsel anlatıma çevirmekle ünlü Sunay Akın bakın iki yarım dizede neler söylüyor “yine bir kömür küdürdedi sobada/kayıp bir madencinin kalbi rast geldi/atıverdi sıcak odada “

Mithat Cemal Kuntay’ın “ Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır” dediği gibi bir kuble şiir dillere dolanır gider.

Mallerme “şiir kelimelerin dinidir” derken, Yahya Kemal, “şiir kelimelerle yapılan bestedir” der, Nazım Hikmet Ran’a göre;
“,,,şiir, nesirden bambaşka bir kimliktedir. Musikiden başka türlü bir musikidir. Şiirde ‘nefes’ ve ‘ses’ iki temel öğedir. Dizenin ayakları yerden kompazsa ve uçmazsa ya da ister en hafif perdeden olsun, ister İsrafil’in sûru (borusu) kadar gür olsun kulağı bir ses gibi doldurmazsa halis şiir değildir” der.

Necip Fazıl bir yerde der ki; domates satan avaz avaz bağırır, siz hiç kuyumcunun bağırdığını duydunuz mu?

Hece veznine köylü vezni diyen Ahmet Haşim’e Bedri Rahmi Eyyüpoğlu şu cevabı verir..

"Şairim,
Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası,

Ayak seslerinden tanırım.

Ne zaman bir köy türküsü duysam,

Şairliğimden utanırım"

Bir gün bir köprübaşında iki gözü ama dilenen bir yurttaşın yanına varan bir şair; hal hatır sorar, yaptığının doğru olmadığını söyler falan sonra da der ki; günde ne topluyorsun böylece falan, o dilenci der ki, günlük ortalama 20-25 TL. yi buluyor, bir parça ekmek nasip oluyor, çok şükür.

Şair der ki; boynuna astığı levhayı değiştirebilir miyim.

Tabi değiştir der.

Şair levhayı ters çevirir bir şeyler yazar gider.

Bir hafta sonra gelir dilenci vatandaş sesinden hemen tanır şairi “,,hızır geldi, ya hızır hoş geldin” ayağa kalkmaya çalışır.

Şair der bismillah ne oldu yahu nedir.

Sen hızırsın inkar etme senden sonra ben neredeyse zengin olacağım günlük 100 Tl.,yi geçti.

Şair;

Dilencinin boynuna astığı tabelada yazılı olan “iki gözüm kör, bana Allah için yardım edin” İbaresini ters çevirerek; şunu yazmıştı.

DEDİLER Kİ BAHAR GELMİŞ ,AMA BEN BU BAHARI GÖREMİYORUM”

Şiir belki de böyle bir şey işte..

İlhami Bulut
Kayıt Tarihi : 8.9.2019 22:34:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İlhami Bulut