Muamma yumağının tüyleridir insan
zulme susan nefretini merhamete kusan
koşuyorum uçurumdan atlamaya
niyetim tükendi sizinle kalmaya
hasret kalınca damlasından suya
pencereden bakınca Tanrı mı görünmeliydi
bir gözü kadın diğeri erkek
ayetler ölüm şiiriyle tefsir edildi
hiçliğin güzelliğine eşdeğer
kaldırım taşlarından sızan karınca
duvardaki halıdan geyikler inince
muhtar çakmağı ters düştü
Ben bittim çöl hala yerinde
kova kuyunun dibinde
dedeler yürür âsâlarıyla
yanımdan geçerler sırasıyla
nutkum kesik susadım meğer
öleceğim kalkamasam eğer
Sana uzun mu uzun bir hikaye anlatacak
Gözlerim
Dilim susacak gözlerim konuşacak
Böylesini severim
Bakma ellerime
Nasırları ömrümün değil
Albümleri karıştır cesaretin kaldıysa
yüzündeki beneklerin yerini vadiler aldı
gözlerim uykusuzluğun mağarası
dilim sonsuzluk yarası
çocukluğumun yuvası demin maruz kaldığım şarkı
kendini tanır büyüme çabası
Sararıyor ufuk
çocukluğumudaki kadar
öyle bir yaşa vardım ki
elimde poşet, kalbimde kaçış
ağlayinca yaşlar kalbine doğru iner
gözlerin kuru, yüzün güleç
Geçmişe açılan bir kapı buldum
ranzamın dibinde
yorganımın içinde
ah dünya ne de ıssızsın sen
kuşlar iri
yaprak uçları sivri mi sivri
Gevşek vidaları yastığımla sıkamadım
Uzun bir sedanın kulaklarımda cevelanı
Rüyam kaçtı… o kızıl örtüye sığamadım
Avuç açtım… döküldü yanağın seyelanı
Seyrederken şafağa dayanan son yıldızı
Geceleri kabristana sığınırım
Korkusu garip
Uykusu derindir
Mezar taşları birer hikaye
Kimisi uzun
Kimisi kısa mi kısa
şairin kehaneti ayın etrafını saran haledir
dahilerden biri sokaklarda delirir
yıldızın kuyruklusu belirdi belirecek
çölden sakallı bir dede gelecek
sûrun kapıları aralandı
kâf dağının zirvesine dolunay dokundu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!