Sığındığım Gece - Kavl-i Garib Çoban
İnsanı ilk gören canlıyı bile öldüren insan.
Ve sana kadar, bu güne kadar hep o sevgisiz soğuk inatçı yankı.
Yaşam düş değildir.
İnsanlar değişmiş artık her şey bir başka.
Putlarıyla yaşayan insanları tanıdıkça şefkat ve hoşgörünün aynı şey olduğu şeklindeki yanlış düşünceye kapıldık.
Böyle dirilirsek işimiz iş, varından yoğundan kurtul da yaşa.
Hem yaradana, hemde yarattıklarına sadık olanlara aşk olsun.
İnsan bu yaşamını borçlu olduğuna karşı hep nankördür.
Bu hayatta geçerken ne öğrendin dedi Deliler Şeyhi?..
Feleğin çarkından geçerken, putları kadar rabbini ve yarattıklarını karşılıksız seven görmedim dedim.
Surette gerçi kimsesizim ama âşk ilinin garibiyim.
Kaç gecedir işitiliyor gece çoban yıldızı.
Okşuyor sessiz ve yavaşça gündüzü.
Yankısı denizin yumuşak kumları gibi.
Yankısı uykudaki gönlün kapanık bir sesin ustası.
İnsan bu yaşamını borçlu olduğuna karşı hep nankördür.
Hakikatin yansıdığı aynanı temiz tut!..
Andolsun biz, cinlerden ve kişilerin çoğunu cehenneme çevirdik. Bunların arasında kalpleri vardır ama idare edemezler; gözler vardır ama yönlendirmezler; Kulakları vardır ama yönlendirilemezler. Onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.
(A’raf -179)
Belki de, bir demet sonbahar yaprakları gibi yanıbaşımdaydı karanlığın uğultusu anılarımdan.
İnsan bu yaşamını borçlu olduğuna karşı hep nankördür.
Bilirim nereden sesleniyorsun?..
Sesinle çınlıyor teheccüt vakti gönlümdeki sis belli belirsiz.
Bilirim bu ayrılıklar geçicidir.
Uzaktasın şimdi gerçekten her zaman ki gibi yine aç köpekleri doyururken putların.
Yankılanıp duruyor sesin, gittikçe uzaktan uzağa sesin.
Ama sen görmesende ben hala görüyorum seni.
Kalp sessizlik ister, ama insan içindeki sırrı bilmez.
İnsan bu yaşamını borçlu olduğuna karşı hep nankördür.
Bir geçit dünyada yosun tutmuş gönlün.
Çağımın yalnız insanı yosun tutmuş kendine ölü gözleri.
Aşksız, Resulsuz öldürdü yine hep öldürdüğün gibi sevgiyi dünyalık putların.
Nihayet biri beni anlamak istiyor.
Hayata başkalarından farklı gözlerle bakan, olaylara çoğu insandan farklı yaklaşan insanları severim.
Daha karşılıksız sevgi dolu yaşamak için şiir yazıyor şair.
Birisi istediği zaman oradan ayrılma hakkına sahip olduğunu düşünüyorsa.
İnsan bu yaşamını borçlu olduğuna karşı hep nankördür.
Diğerinin de bir hakkı olduğunu düşünmeli.
Bir daha asla orada olmama hakkı.
O benim e hinliğimin mavisi hayatımın neredeyse her aşamasında bana eşlik eden.
Ve artık onun için de vazgeçilmez olması hoşuma gidiyor.
Hayatı monotonlaştırmayan, sizin gibi mutsuz ve sürekli bulutların üzerinde olsalar bile.
Gönüllere karşılıksız sevgi ile o çılgın dokunuşa sahip insanları severim.
Ben sevgide ânım, ben teheccüt vakti gitmezem, ben şems vakti gelmezem.
İnsan bu yaşamını borçlu olduğuna karşı hep nankördür.
Toprak ve ölüm arasında dünyalık putların sonu!…
Her gün bir müzik parçası, bir kısa öykü veya bir şiir ölüyor..
Çünkü insanı denen putperestlerin varlığı artık çağımızda haklı gösterilmiyor.
Ve bir zamanlar ölümsüz kabul edilen şeyler tekrar ölümlü oluyor.
Allah, Yeryüzünde kaç yıl kaldınız mı?.. diye soruyor.
Bir gün veya günün bir bölümü tutulana kadar tutuldu; işte, saymakla görevli olanlara sor.. derler.
Allah buyuruyor ki: Pek kısa bir süre kaldınız; bunu dünyada iken keşke bilmiş olsaydınız!.(Mü'minûn - 112-114)
İnsan bu yaşamını borçlu olduğuna karşı hep nankördür.
Kendi disiplinini sağlayamayan, çocukluktan gelen sevilmeme, peşinden insanı sürüklüyor.
Kiminle yaşıyorsa onu dinlemeyi erteliyor.
Hatayı kabul etmek bir erdemse.
Bence bizim insanlarla çatışmamız gönülden dinlememek.
Yaratıldık ve hayat devam ediyor.
O benim değil, ben de onun değilim.
Bizimki geçicidir, bir gönüllü an ödünç verme.
Unutulmaz ki belki de, herkes gider karşılıksız sevmeler kalır gönülde.
İnsan bu yaşamını borçlu olduğuna karşı hep nankördür.
Bir ömür boyu sürer, teheccüt vakti çığlığın sırrı.
Diyelim ki, benim mücadelem belli, sen kararını vermişsin.
Buna kaçmak denir, bir hayatı tamamlamak değil.
Şöhret sadece bir elbisedir.
Kendinle kaç tane meselen var, onu gösterir sevgi yerine giydiğin putların.
Sonunda çok küçük gelen, eskiyen veya çalınan putlarla giyilen bir elbise.
Her şeyden önce önemli olan, çıplakken ne olduğunuzdur.
İnsan bu yaşamını borçlu olduğuna karşı hep nankördür.
Birini özlemek açlık gibi bir his.
Derinlerde doymak bilmez bir boşluk.
Unutmak, hepimizin sahip olamayacağı bir ayrıcalıktır.
Teninize, ruhunuza, duanıza yapışan ve bir parçanız haline gelen acılar vardır.
Büyük şeylerin küçülüp küçük şeylerin çoğaldığı bir nokta vardır.
Şimdiki zaman şems vakti geçmişi güzelleştirir, kusurlarını siler.
Aşkın lezzetinin korkusunun yükseldiği yerdeyim teheccüt vakti.
Bu, kabristan güzelliğin noktasıdır dedi Mezarlık Bekçisi.
İnsan bu yaşamını borçlu olduğuna karşı hep nankördür.
Aşkın varlığını öğrendiğim andan itibaren, körlüğümün farkında olmadan seni aramaya başladım.
Aşıklar asla buluşamayacak.
Ruhumda Teheccüt vakti gönlümdeki maidenin aşkından b/aşka bir şey yok.
Çünkü onlar ebediyen birbirlerinde yaşarlar.
İçimdeki çocuk hep kıskaç bir deniz aylaklık yapıyor yeşil ormanlara.
Teheccüt vakti Huu diyeni, şems vakti aşk olsun diyerek karşılayan yollara çıkartır.
Şems vakti gördüm ki, her şeyi o türlü kaybettim ki, Allah'ı kazandım.
İnsan bu yaşamını borçlu olduğuna karşı hep nankördür.
Hayatı biliyorum, uzun sürmeyecek.
Her şeyi biliyorum ama kendimi değil.
Kim olduğunu bildiğinde onur kibrit gibidir, bir kere kullanırsın.
Hatayı bizde görmeyin, hatayı önce kendinizde görün.
Yaşam, geçiştirdiğin bir şey olacak.
İçinden geçtiğin; geçtikçe geciktirdiğin gönlünü aç.
Çiçeklerin kokusuyla, daldaki meyvayla konuş sonra da, geçip gitmesine izin verdiğin bir şey.
Bazen ruhun tek ihtiyacı şefkatli bir kucaklama, samimi bir söz.
İnsan bu yaşamını borçlu olduğuna karşı hep nankördür.
Adını koyamadığın şeyle savaşamazsın.
Ve nereden geldiğini bilmediğin zaman, maskenin ait olduğunu söylediği yere gitmek daha kolaydır.
Ve her şeyin yoluna gireceğine dair kesinlik!..
O kadar çok putperest ki insanlar, bir sürü şeyler biriktirdikleri geçmişleri.
Ve daha bir sürü şey biriktirebilecekleri bir gelecekleri olduğuna inanırlar.
Darlık verme kalbimize mekan senin Allâh'ım.
İnsan başıboş bırakılacağını mı sanıyor?..
Kıyâme-36)
Ham Müslümanla tam Müslüman arasındaki fark Allah’la olan karşılıksız sevgiyle olan Müslümandır.
İnsan bu yaşamını borçlu olduğuna karşı hep nankördür.
(Y.ed - Kişi Sevdiği İle Beraberdir Albümü)
Kayıt Tarihi : 21.9.2025 01:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Daha ne kadar besleyeceksin, nefsini, bedeni?.. Düştün dünya zevkine, unuttun kıyameti!.. (Yunus Emre )
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!