Sönmemiş yangınların gizindeki buğu
Yolların tozla öpüşmesi
Öfkenin kaçıştaki sonucu
Kış gelince topuklarına kadar yağmur giyiniyor bu kent
Sis kalbimin doruğunda sarınıyor yalnızlığımı
Soğuk sabahlarıma mektup yazıyorum, bütün kağıtlar
buruşuk
Teneşirlerde parmak izlerimi arıyorum boşuna
O çok eski şarkı intiharı dürtüklüyor sürekli
Uzaklar müziksiz, telefonum suskun, bekleyişim biçare
Cumhuriyet Balo’suna giden eski sevgilinin boşluğu
büyüyor
Bir Dali roprodüksiyonu alıyorum pazardan kendime
Kadınlar: o bakma manyakları ve vitrin camları
Halının üstündeki uzun saçların depresif siyahlığı
Ay ışığında dağ silüeti, onca şiirin boşunalığı
Kandil simidi, nane likörü, votkanın aç karnına
sarhoşluğu
Kitaplarına kadar ıslanıyor yoksulluğumun açlığı
Umuda dair şeyler arıyorum ırmakların yorgun akışından
Kış gelince topuklarına kadar yağmur giyiniyor
İstanbul
Sönmemiş yangınların gizindeki buğu camlarda ağlıyor
Bilmiyorlar, bilmiyorlar, bilmesinler
Bazen oyuncak tabancayla da intihar ederler
Şairler aşk için kapı kulu
Devlet için şerefsizdirler.
Kayıt Tarihi : 23.6.2002 01:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!