Sevmek bazen vazgeçmeyi bilmektir' 
İyi kalpli, yalnız bir adam, bir gün bir koza bulur. Kozanın içinde küçük bir tırtıl vardır…
Adam çok sever bu tırtılı, onunla tüm yalnızlığını, tüm sevgisini paylaşır…
Gel zaman git zaman tırtıl büyür, güzel bir kelebek olur. Adam, kelebeğine hayran olur,bırakamaz bir türlü...
Aslında kelebeğin aklında dağlar, kırlar, çiçekler vardır da; kıyamaz bir türlü adama ve sevgisine, yalnız bırakamaz onu...
Üç günlük ömrünü sevildiği ve sevdiği yerde geçirmeye hazırdır...
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




Aslında ilk girişte seven gönlün fedakarlığını vurgulamışsınız evet gerçekten seven gönül fedakardır
AŞK
Ne kadar kanmışsan vuslatında
Kırk katı yanmaktır hasretinde
Hanın hamamın olsa ne yazar
Aşk yoksa bir hiçsin servetinde
Ne bedenleri ayırdı baştan
Şahları devirip etti taçtan
Kimini yaktı kimini sattı
Nice kentler kurdurdu sil baştan
Bakarsın hayatın ta kendisi
Bazen de avare kül kedisi
Yiğidim civanım dersin ama
Aşktır yüreğinin efendisi
Mahmut NAZİK 14 10 2010 Mersin
Paylaşım için teşekkürler... elinize emeğinize sağlık
SEVDE YÜREK İSTER YÜREĞİ TAŞAYAÇAKTA ADAM İSTER ÇOK HARİKA KUTLARIM
aşk birbiri için üretilmiş iki parçanın farklı zaman ve yerlerde dünya ya gelmiş olsalar da bir araya gelip birbirlerini tamamlamalarıdır ..(mühendis gözüyle böyle tarif ettim) uysada vidaları ve parçalar eğer hammaddeleri değişik metaller ise ,aşk alevi yanmaz..ait olduğu parçasındadır aşk...bazende insanın kendi içinde...aşkı içinde tohumlandıramayan aşkı asla bulamaz:)))
sevgi öylesine yürek adın ayaşanılası bir duygudur ki; o duygu yer ettiği yürekte tüm canlılığını o sevgiyi varedenden uzakta olsanız korur. sevgi varlıkta değil yoklukla varedilen yaşatılan ve kutsanan olursa ne gidişler acı verir nede vazgeçmeler. bu alınıda bu söze katılmadığımı da belirtmek isterim.HİÇ BİR SEVDAYI YALNIZCA 'SEVGİYLE' YAŞATAMAZSINIZ
bence bu söylem yalnış. unutmamalıyız ki sevgiyle baş tacıedip bi şekilde kaybettiklerimizi unutturan bir duygu bir nesne birdeğer henüz varedilmedi insanlık adına. paylaşıma teşekkürlerimle saygılar emel hanım.
evet
sevdalar yürek ister..
Güzel bir şiir.KUTLARIM.yuvasız kuş
tek kelime süper di
kutlarım başarılı çalışmanızdan dolayı
yüreğine ellerine saglık hep böyle
değerli vede güzel paylaşımlar buluşalım
salim erben
Karşılık beklemeden sevmeye devam edebilmek tercihinin kullanılmasından yana gönlüm hep. Kutlarım.
Bu şiir ile ilgili 28 tane yorum bulunmakta