Deli rüzgar,
Gönlümün fırtınası yanında estiğini sanıyor.
Döktüğü yağmur,gözyaşımı
Gök gürültüsü çığlığımı bastırmaya çalışıyor.
Ey gök,
Ben senden doluyum,
Ben seni güneşe astım
Gün biter,güneş batar kaybolursun diye
Ay olup geldin geceme
Karanlığa inat
Yüzünün gölgesi ayın üzerinde
Sabah olur kaybolur dedim
Ezan sesi olup doldun odama
Dışarı çıkasın diye camı açtım
Bana inat
Güneş yine karşımda...
Gece sesimi yutuyor
Yağmur karanlığı yıkarken
Islanan yüreğimin çığlıkları
Beni hırpalıyor
-
Bir kitap kampanyasının ardından dökülenler
Biz bugün çok güzeldik
İnce,narin kırılgan
Umutlarımı astım
Mimozanın dallarına
Umutlarım mı kırılgandı
Dalların mı inceydi Mimoza
Ellerimden,dilimden.gönlümden
Kir akıyor,dokunmayın
Ruhsuz bedenimden dökülen terime karışmasın tenleriniz
Yok sayın sevdamı
Yok sayın varlığımı
Yok sayarak yok edin günahlarımı
Bilir misin ki
sessizliklerde bıraktığın bu yürek
soğuklarda donarken ateşten kor olur
Bilir misin ki
söylenemeyenlerin içinde boğulup yiten bu can
Kuşun kanadına yüklenen harfler yollarda dökülür
gideceği yere varamazlarmış.
Suya atılan umutlar damlalar halinde etrafa saçılır
bir türlü o elin içine dolamazlarmış
Sevmek bazen vazgeçmeyi bilmektir'
İyi kalpli, yalnız bir adam, bir gün bir koza bulur. Kozanın içinde küçük bir tırtıl vardır…
Adam çok sever bu tırtılı, onunla tüm yalnızlığını, tüm sevgisini paylaşır…
Gel zaman git zaman tırtıl büyür, güzel bir kelebek olur. Adam, kelebeğine hayran olur,bırakamaz bir türlü...
Aslında kelebeğin aklında dağlar, kırlar, çiçekler vardır da; kıyamaz bir türlü adama ve sevgisine, yalnız bırakamaz onu...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!