Artık ortaokullu idim. İlkokuldan ve her nekadar renklerini sevsemde, beni boğan o beyaz yakadan kurtulmuştum. Bir an gelir takmamak için onu, koparırdım iliklendiği düğmesini ve spor ceket gibi giyerdim ya; geçmişti ogüzel günler.
Şimdi gri pantolon, larcivert ceket, beyaz gömlek ve larcivert kravat takıyordum. Kendimi büyümüş gibi hissetsemde, her derse ayrı bir öğretmen gelmesine alışmam uzun sürecek gibi gözüyordu. Değişimlere alışmam öyle kolay olmazdı, o zaman bile.
Babamda Tekirdağ’a tayin olmuş, eve sadece hafta sonları geliyordu. Yalnızdım.
Hayatımın 10 yılına damgasını vuracak olan “Yalan Rüzgarı” dizisi başlayalı 1 yıl olmuştu bile ve annem bıkmadan her akşam saat 6 dedimi, TRT2’de onu seyrediyordu.
Âheste çek kürekleri, mehtâb uyanmasın,
Bir âlemi hayâle dalan âb uyanmasın.
Âğuş'u nev-bahâr'da, hâbîdedir cihân;
Sürsün sabâh-ı haşr'e kadar, hâb uyanmasın.
Devamını Oku
Bir âlemi hayâle dalan âb uyanmasın.
Âğuş'u nev-bahâr'da, hâbîdedir cihân;
Sürsün sabâh-ı haşr'e kadar, hâb uyanmasın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta