Çıkmaz sokağa girmiş hissettiğin zamanların vardı. Hatırlıyor musun? Beni duyuyor musun? deyişlerini. Gecelerimin karanlıkları gündüzlerimde de var diyordun. Öyle kırgın öyle çaresizdin ki! Sevilmek tek dilediğindi. Dayanacağın omuzda yaslayarak başını,okşanmasını isterdin saçlarının. Ellerini tuttum senin, ısıttım üşüyen ellerini. Sonra sevdim seni. Hem de nasıl sevdim! ! Öyle bir yere gelmiştik ki, sana derken beni duyuyor musun? diye, haykırışlarımı kendim dinledim bomboş evimin duvarlarında yankılanan sesimde.
Evimin bomboş kalan sensizliğinde, oturduğun koltukta oturdum. Kamerayla çektiğim bana sevgiyle bakıp -Seviyorum seni- deyişin çınlıyor kulaklarımda. Hatam sevmek miydi seni? Yoksa o karanlıklar içindeyken sen, elini tutup çıkarmak mıydı seni gündüze?
Şarkılarım senindi, yağmurlu yollarda kaçak öpüşmelerimizde yine sen vardın. Sonra bırakıp gittin beni. Hiçbirşey olmamış gibi, yaşamamış gibi, sana olan sevgimin deliliğinde, çaresizliğimde bırakıp gittin. Bilir misin? Sen hiç yürüdün mü yollarda? Yağmurlarda ıslandın mı iliklerine kadar? Yağmur damlaları yarenlik etti mi sana yalnızlığında? Sensizlikte karanlık, karanlık bile değil, açan güne merhaba diyen güneş bile ısıtmadı yüreğimi senden sonra.
Sen çıktın çıkmaz sokaklardan, karanlıklardan, aydınlıklardasın. Ben ise, yalnızlığımda içimden bazı zamanlar beni duyuyor musun? diyorum.
Ne zaman güneş doğacak bilmiyorum
Mavi denizlere mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum