Cennetten mi düştün mübarek
Seni gören lâl olur çıkar aklı
Yoksa Cennet sen misin ey Melek
Gülüşünde binlerce çiçek saklı
Düşsem gelsem peşinden ardın sıra
Bir düş gördüm uykulardan uyandım
Kaç mevsim yokluğundan habersiz yaşadım
Bir yanım yalnız bir yanım eksik bir yanım garipti
Huzursuz, suskun, dalgındı yüreğim
Saklambaç oynuyordum kendimle sensiz
Nerede saklanıyordu inciden naif gözlerin
Yeni doğmuş kaplumbağa gibi denize koştuk
Aramıza set çektiler, varamadık, kavuşamadık, başaramadık..
Suya düştü hayallerimiz nefes alırken boğulduk biz
Şimdi kaynıyor yüreğim hiç durmayan alevlerle
Yalnızlığa perçinlendi kaderim
Alın yazım silindi belki baştan yazacak Yaradan
Güneş oldum sana, görmedin ya, ölene kadar mumla ara beni
Mum satılmayan köhne virane yerlerde bensiz kal da, hayallerinde ara
Benden sonraki yolculuğun dipsiz kuyulara insin çıkama oradan
Karanlıkların dibinde boğul labirentler de kaybol
Bir ömür saklambaç oyna kendinle bensiz
Kafanda adım atılacak yer kalmasın benden
Bahçelerde menekşemi bal mısın
İncir ağacında ince belli dal mısın
Lale Sümbül yoksa Papatya mısın
Lehçemi şivemi sözlükte lisan mısın
Umutlar yeşerir mi gönül saraylarında
Yokluğuna alışmak çok zor
Ateş de yanıp, ayaz da donmak gibi
Senden sonra eğildi başım, yerlere bakarak yürüdüm
Kalabalık sokaklarda yürürken
Sesine benzeyen bir ses duyduğumda
Ürperirdi içim titrerdi yüreğim
Son damlasına kadar gösterdim yüzümdeki gülücükleri
Tebessümle sakladım göz yaşlarımı
Gül bahçesi gibi gösterdim yüzümü
Yüreğimde yanan ateşi görsünler istemedim
Son gül yaprağı da kuruyana kadar sakladım
Gönlüme saplanan dikenleri,
El oğlunda kırılmış solmuş güllerin
Bahçelerde açamaz gördüm ben seni
Resimlerde kaldı o gülen gözlerin
Umuda yelken açamaz gördüm ben seni
Başında ki yar mıdır yara mıdır
Onunla mutsuz gördüm ben seni




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!