Sesin işler gibi bir şûh kanat gamlarıma
Seni dinlerken olur kalbim uçan kuşlara eş
Gün batarken sanırım gölgeni bir başka güneş
Sarışınlık getirir gözlerin akşamlarıma.
Doğuyor ömrüme bir yirmi sekiz yaş güneşi
Bir kuş okşar gibi sen saçlarımı okşarken
Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Devamını Oku
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
KUTLARIM
Bu şiir hakkında daha önce söylenecekler söylenmiş,yorumlar yapılmış,dönüp dolaşıp aynı şiirleri asmanın mantığı yok vesselam.
Sekizinci renk?
Tonu ne?
hiç kırmızı varmı karışımında?
Hoş görü meselesi Sayın genç ve ben bu sezgiye sahibim hakkınızda...
Selamlar benden size.
Piano
aralıklı kapının merdivenlerini tıkırtıyla çıkacaksın
eşikteki son tahta gıcırdadığında
pencereden güneşi seyrediyor olacağım
duvarlarlar dönüyor
pis bir yanılgı var içimde
gülümsemene hazır değilim
ya o kokular üstümden tekrar geçerse
ve kuşlar da varsa
bah gelincik çalıyorsa tarlada
renkler örtüyorsa aramızı
bir kaç yüzyıl ardarda göğe
piano
piano
kaç gez
bu dansı boşluklara sakla
hafiflemiş başıma süküneti getirdiğinde
şımarık beyaza kaçıyor olabilirim
dokunduğunda bütün bunları hissedersen
ya hissederse yine piano
bahçede ki çocuğa bahar değecek
sırt üstü huzuru sıkıca saran
bir papatya yutabilir uykusuzluğumuzu
sarılabilir
görme
kaç gez
tekrar dönüp uzaklaştırırken heyecanımızı
hırsın koşu yolunu ıslatsın
ayak gürültüleri içinde
sesine eşlik ediyor olacağım
durgun bir taşa yaslan ve ağla
nefes nefese
bir daha ağla
orda uyurken bulabileyim seni
piano
ıslatırken kirpiklerini
Salim Genç
Sayın Güntülü yapmış olduğum açıklama şiire veya onu yazan kişiye değildi. geleneksel şiirimizi ve onu oluşturan süreçleri zaten okuyor ve öğreniyoruz.önemli olan yenin eskilerden sıyrılıp gelen ve onun hatırasını bir basamak daha büyütmeye çalışan şiir akımlarını tanımak ve anlamak olmalı...saygılar..
Ahkam kesenler, dönüp tekrar okusunlar.
Şiir işte ve çok ötelerden gelen bir şiir.
Şair ise donanımlı ve akıllı.
selam olsun onlara ve akıllı olan sizlere.
saygılar.
Ey antoloji...!senin gerçek niyetin çağın ilerisini ağzına dolayan şairleri gündeme getirmek olmalıydı.statikocu ve geçmişi sürekli ağzına dolayan prensiplerin yüzünden kınıyorum seni...oysa geçmişin basamaklarını yürümeden geleceğe adım atılmayacağını biliyoruz ve böyle bir gerçeği kabul ediyoruz. ve fakat yeni ışıkların bir daha ki geleceğe uzanan ellerini kesmeyin lütfen. tarih bu yaklaşımların kararmış sayfalarıyla doludur.okumak ve tanımak başka,ama: bu elbiseyi illa ki giydirmeye uğraşmak sanat'ın ileri hamlelerini bilmeyerek de olsa önünü kesmekle aynı hizada durduğunu bilin lütfen...saygılar ve sevgiler...
şiiri bırakmış arapçasını içmişsin yine...
lütfen adıma referans yapma cihat şahin..
ayrıca imza atmana falan gerek de yok..
senin , bünyeyi sarmış içimizdeki araplardan olduğunu biliyoruz.
Arap Naci'nin Şiirdeki Arapça ve Farsça kelimelere yaptığı eleştirinin cevabını daha önceci yorumcular (Mücella Pakdemir hanım ve diğerleri) en ilmi ve pek makul bir tarzda verdikleri için bendeniz bu hususta yeni bir şey ilave etmiyecek ve onların yazdıklarına imzamı atmakla yetineceğim vesselam.
Herkese hayırlı çalışmalar ve hayırlı Cumalar.
üstün bir şair ve üstün bir şiir...
hem örgü tekniği olarak,hem duygu bütünlüğü olarak son derece başarılı şiirlerinden biri cenab şahabettin'in..
iyi bir ressamın gözü kapalı resim yapmasından farksız bu şiiri.
dönemi itibariyle düşünüldüğünde,cesaretle kullandığı açık imgeler şiiri daha da ayağa dikmiş..
şiirdeki müzikalite hiçbir mısrada düşmemiş..şairin çok bilinen kendine has esas özelliklerinden..
aruz kalıbına uyumluluk uyumsuzluk meselesini şöyle izah edebilirim kendimce..
bu hususu Halide hanım İstanbul'da misafirimiz olduğunda uzun uzun tartışmıştık ve kendileri bana hak vermişlerdi..
özellikle bu tür aruz ustaları bakımından şöyle bir husus vardır..
kalıp, şairin kulağına bir ses örgüsü olarak oturmuştur yıllar boyunca o kalıp ve kalıplarla şiir söyleye söyleye..bunu şöyle izah edebilirim en açık olarak..
el temposu gibi oturmuştur ses şairin kulağına..
iyi aruzcuların en büyük hususiyeti budur..
şayet aruz şiiri kalıp masaya konup kalıba uydurulmuş kelimelerle örülmeye çalışılmışsa bu gayet suni sesler çıkartacak ve okuyucuda böylesine hisler de bırakmayacaktır..
önemli olan aruz şairinin içinden o an gelen sesi çok da alışık olduğu kulağındaki o tempoya uygun olarak söyleyebilmiş olmasıdır..
bu noktadan baktığımda mısralardaki uzama veya kısalmaları çok doğal buluyorum ve hatta böylesi daha tabii..
şiirin dili meselesine gelince..
şairlerin şiirlerini yazıldıkları dönem itibariyle,tarzlarını,birikimlerini poetikalrını göz önünde incelemeye aldığımızda hem şiire hem şaire haksızlık yapmamış oluruz..
şiirin bana göresi olmaz..
şair şiirini yazdığında işini bitirmiştir..okuyucunun orası neden böyle burası neden böyle şeklinde düşünüp düşünmeyeceği de artık yazılmış bir şiir bakımından önemsizdir..
tabi ki güzel türkçemizi koruyacağız..bu ayrı bir konu..
ancak yaşayan bir dili de orasından burasından törpülemeyeceğiz..
fakat şahsen yirmi yaşında bir gencin oturup tamamen arapça farsça kelimelerden kurulu bir şiirini oturup okumam bu çağda..
sonuç olarak jiir jürisi,gözümüzü gönlümüzü aklımızı dolduracak bir güzel şiir seçmiş..
teşekkür ediyorum.
saygı ve sevgilerimle
Bu şiir ile ilgili 52 tane yorum bulunmakta