Ben seni sevemem güzelim sevemem,
Senin güzelliğin mahdut,
Benim sevgim mahdut…
Var git! Uzak dur benden
Sevemem dediysem sevemem işte.
Hani senin o nazlı nazlı gözlerime bakıp,
Şirâzeden çıkmış bir kitabın,
sararmış, kırışmış,
uçları dökülmüş,
papirüsten açma,
yosun kokulu bir sayfasında,
her hangi bir vav'da,
Bu ne zillettir ilahi, bu ne devran oluyor
Ehli iman mütezarri, zari giryan oluyor
Gayrimüslim şad olup, bizleri seyran oluyor
İstenmeyen bu ahvale, sebep türban oluyor
Milyonlarca gencimiz de, buna kurban oluyor.
Analar, alın çocuklarınızı çıkın dağlara tepelere,
Boş gördüğünüz susuz alanlara çıkın ve seyreyleyin etrafınızı,
Serap görmek istercesine bakın ötelere.
Çocuklar, sizde vurun ayaklarınızı yerlere
Topuklarınız morarıncaya, parmaklarınız kanayıncaya kadar vurun her yere…
Nazlıydın!
Sen, şahikasıydın tüm güzelliklerin,
Bense sana yasaklı deli, kör, aptal, mecnunu senin olduğun evrenin.
Beline kadar uzanan simsiyah saçların,
Zirvesinden eteklerine kadar inen ormanlarıydı sanki Everest’in…
Gözlerin,
sana verdim kalbimin gizli anahtarını
artık senin orası kendini yormadan gir
bir kerecik çevirsen tatlı bakışlarını
anahtarsız açılır kimseye sormadan gir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!