Sararan yapraklar dökülürken, bilinmeyen yörelerden,
Yeni tomurcuklanmış güller getirir.
Ve yosun tutar toprak kokusunu,
Yeşile çalar ateşteki kor alev bile,
Çiçekler açar, amber kokulu bade güllerde,
Ben, bende kayboldum yıllar öncesi,
Nerdeysem sor beni, bul bana getir.
Kan ağlayan gönlüm karşı çıkarsa,
Yalandan gül yüzüne, al bana getir.
Nihavendim yok, dünya derdi başa dar,
Bir daha ısınamayacaksın çocuk,
Soğuyan ellerin uzanamayacak dostluklara!
En azından bir kez olsun geriye bakma fırsatın var…
Çiçeklerle dostluğunun süresini,
Sevginden aldığın hazları,
İç güzelliğinle saçtığın ışıkları bir daha gözden geçir!
Küstüm! Ey dostlar kedere küstüm,
Yaralı bağrıma yavrumu bastım,
Eşim yok, dünyadan ümidi kestim,
Gözyaşımı silenim yok nazlı yar.
Yürüdü de gözyaşlarım yürüdü,
Nerde yitirsem beni,
Sende buluyorum başlangıçlarımı.
Sen ise kalbime girip,
Bende oynuyorsun tüm saklambaçlarını.
Nereye baksam seni görüyor,
Sobeleyip, bulamıyorum.
Onun adı aşk,
O şekilsiz, kalıptan kalıba dökülmede,
O sevmede, sevilmede…
Durmadan o almada ve vermede.
Unutmamalı ki;
O her şeyi, bitmeyen saflığıyla değiştirmede.
Sevdiceğim,
Nasılsın iyi misin?
Beni soracak olursan;
Nasıl olayım…
Susuz bir çiçek gibi,
Kanatsız bir kuş gibi,
Şimdi yoksun, ben sensizim,
Sen bilmem ki bensiz misin?
Koskoca bir dünya
Milyarlarca insan
Ve ben yinede sensizim.
Tüm acılara rağmen
Dün ilk defa rüyama girdin
İnanmayacaksın ama
Rüyamda seni ilk defa gördüm
Güzelliğini çözdüm ayrılığın, hasretin
Mutluluğu gördüm dün ilk kez rüyamda.
Masmavi bir serap gibi çölde susamışken sana
Uyuyamadım seni düşünmekten,
Küstü uyku gecelerime.
Haram oldu düşler ruhuma sensiz,
Kar yağdı, tipi vurdu, buz kesti kalbim.
Benliğim yok oldu, kimim ben?
Bu kaçıncı sensizlik,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!