Yüreğimi sıkıyor.
Nefessizim çaresizim.
Bu Şubat kapkara.
Ağlıyorum. Ağlayamıyorum.
Donuyor ruhum,
Zaman duracak diye, girdik mağaramıza.
Bin yıllık durak.
Oysaki durmadan geçmiş, tik tak, tik tak.
Kalakaldık
Bir başımıza.
Yapayalnız.
Hay hay başım üstüne,
Ne başımız varmış her şey koyduk üstüne, diyesim var.
Hatta şöyle bir uzun Eyyy ile başlayıp, nazlı nazenin içeren lafları, ardı ardına koyuverip,dizilsin söz katarları;
İçinde kömür mü var altın mı; geçiver gitsin..
Ne de olsa her şey başımızın üstüne, diyesim var.
O gün,
Bedenim yoklukta,
Ruhum aç timsah ağzında debelendi.
O gün,
Gökyüzü yere indi, ben bilinmeyene çıktım.
Bu yalnızlık can yakmaya başladı,
Birileri hep yalnız, kaderin bu senin dercesine.
Bu yalnızlık can sıkmaya başladı,
Yalnızsın sebebi de sensin,
Senden dolayıdır yalnız kalman.
Zaman zaman aklım gider.
Bir güzel keklik görürüm, azıcık beride dikkatle izlerken kendimi.
Hava güneşli, aydınlık. Dahası temiz mis kokulu.
Yemyeşil eski bir ilkbahar sanki.
Ansızın...
Bir şubat sabahıydı,
O sabah.
Yaşamasaydım keşke o sabahı..
Haberin, aldı benden.
Seni.
Seni güzel babacığım…
Hayatın yokuşunu çıkarken,
Şen ve şakraktı sesim.
Yanı başımda bir sürü sesle.
Sonra nedense,
Kesildi nefesim.
İnlemeler...
Kelime yetmez,
Candan can giderken,
Derinlerden geldi inlemelerin.
Bak şu kuşa,
İnlemeler...
Kelime yetmez,
Candan can giderken,
Derinlerden geldi inlemelerin.
Bak şu kuşa,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!