Dün iki şiir yazdım.
Çarşı pazarında dostlara okuyacaktım.
Sarıldılar boğazıma,
Sardılar kalbimi.
Kalbimi...
Getirdim çayını,
Otur dedi.
Oturdum.
Seyreyledim bakışlarını.
Behey ölümsüz müsün sen...
Bir kalabalık gördüğümde,
Hindistan insan yüklü trenle gelir,
Mahşeri kalabalık,
Korkunç hiçlik…
Bilmem neden niçin?
Gelmez hiç kalabalık Çin,
İsyan göğsünün sol yanında olur hep,
Dışı sessiz, seni feci bombalar..
İsyan asinin esas kendine başkaldırısıdır.
Göğsüme oturdu yine bir isyan...
Billur sular akarken.
Gökyüzü temiz.
En çok sabahları düşünürüm.
Gün aydınlandığı vakitlerde.
Varlık ile yokluk.
Biraz delilik var serde.
Bir kalabalık gördüğümde,
Hindistan insan yüklü trenle gelir,
Mahşeri kalabalık,
Korkunç hiçlik…
Bilmem neden niçin?
Gelmez hiç kalabalık Çin,
Bu gece uzun olacak,
Arda bir yağan kar..
Yaşıyorum soğuğu..
Bu gece uzun olacak,
Yazarken ellerim üşüyecek.
Soğuk yetmezmiş bir de karanlık gece de ne uzadı.Üstüne kar dostları ziyarette..
Zor zamanlarda yetişirmiş güzel şeyler.
O zor zamanların birinde,
Yanık kibrit çöpü ile yazılmış.
Şiiri aramak ile geçti ömrüm.
Kalemi olmayan şair,
Aniden;
Gündüz geceye döndü.
Küçükken korktuğumuz.
Büyüyünce görmediğimiz.
Kara bulutların altında, bir kırlangıç sürüsü.
Kışları hiç mi hiç sevmedim.
Göçebe kuşlara özenirim,
Yazına da kızacağım şimdi.
Neyse esas ne bilir misiniz?
Ne yaz, ne kış..
Mevsimden değildi bizim mutsuzluğumuz..



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!