Narkotik takvimler mevsimleri huzurundan kovarken
Camekanlar alkol nöbetinde şangırtıyla kırılırken
Bir kıraathane camekanının hayal kırıklıklarını aldırdığı
ve İniltinin rahimlerden enjektörlü kürtajlarla
Çığlıklarla ayrıldığı içkanamalı zamanlardı..
O zamanlarda sayrılıklar melankolik ahlarla
Şangırtı krallığına kırıklığı çekerken
Hüznün manyetizmasında damarlarda dağılan
Amonyaklı çağlayanın uğultusuydu babam..
putperestten hamile o alkolik periler
Kitlenirken sekeratın katledici bağrına
amonyaklar sızdıran kadavra ırmakları
dökülürken sekeratü-l mevtin dölyatağı ağzına
Sekeratin dölyatağını atmıklarla dölleyip
korkunç ceninler doğurturdu cerahattan..
kadavra kısraklar damarlardan boşanıp
enjektöre dökülürken ecnebi lisanından
intiharla infilak arasında sarkaçca salınmanın
yankısıydı meyhanede yıldırımlanan babam.
kurşunlanmış ciğerlerin sanatoryum sathında
çok şarjörlü barutuyla patlarken ahkam
küflenmiş koğuşunda serumların mikrobuna
marazlanmış enfeksiyonla dağılırken kan
Türkçeye tercümesi mümkünsüz girdabında
Serumların mikrobuna dağılmasıydı babam..
Sarsak propagandalarla seçim sandıklarında
koleksiyonluk yaraları müzayedede pazarlayıp
çiftleştirirdi yaralarla cerahatı amelyat masasında
yaralarla cerahatın çiftleştiği departmanda
kanardı sanatoryumun ıssız koğuşlarında!
Issız sanatoryumun marazlı koğuşunda;
Enjektörden damarlara zerkedilen atların
çürüyen ciğerinin şanıydı zaman zaman
Kumarbaz ganyanlarla marazla uğuldayıp
efsunlu anasondan Medet dilenip duran
sanatoryum sultanlığında çatlak kafatasından
damızlık hayvanları çığlıklarla kusandı..
müsveddeden temize çekilmiş mürekkepler kadar
ıskartaya çekilen yılkı atlarıydı hipodromda
kırbaçlı nikotinlerin dumanıyla kırbaçlanır
bilinçaltının kanlı lağımlarından
mağlüp yılkı atları zerkederdi damara
o ıssız hipodroma çökerken kumarbazca
yılkı atları kadar mağlüpdu her koşuda!
enjektörden şahdamara enjekte olup duran
Kanserojen hayvanların korkunç uğultuları
kitlenirdi babamın kulak davullarına..
kanserojen suların sathına çektiği maraz
metastazla sıçrardı ciğerine sekaratın
kabuğundan mülteci cerahatlı yarası
oğulsuzluğun hançeriyle kanardı çıbanlarla
cumhuriyet mürekkebinde kominist puhuların
propaganda içinde militan çıyanların
ciğerinde kördüğüm çığlıklarıydı ah!
cumhuriyetin tabutunda kadavradan aşkların
tersinden tertiplediği otopsilerle kanar;
mağlup kadavraların neşterlerden sarkan
puhularla parçalanmış hüznüyle çağıldardı.
Mezartaşları kırık mezarların içinden
kasvetli sayrılığıyla efkar sesi yankılanır
uçurumlu yankısında mütercimsiz sesi
neşterli aforizmayla yüksüksüz yırtılırdı
yırtılan sesini çıldırarak dikerken
kanardı mabedinde ecnebi tılsımların..
bir kez direkten döndün huzura varacakken
racon kesti şeytana körüklenip yalazın
esvabını yılanların zehriyle takasladın
tapınak heykelleri kustun çürümüş ciğerinden
sanatoryum hücresinde tımarhane beyninin
cumhuriyet menkıbesi zikrettirdi ilmine
esvabı yırtılmış hikmetsiz menkıbenin
tarikatsız zikrini devşirirken dervişten
uğultuyla gidecektin işkencenin kabrine
dönerken işkenceden çürümüş akciğerle,
savruk küller bıraktın işkenceden geriye
Vasiyetti senden kalan küçükburjuva hüzünler
marazlı içorganlar, nikotinli çöplükler,
duman partikülünde nikotinli süvariler,
sayrılığa mühürlenmiş depresyonlu cinayet;
camkırıkları dolu sandukadan hatıra
ve panzehirsiz zehirlerin şerleri kaldı bana;
Üzgünüm, acizinim Bağışla beni baba!
silinen bir vasiyet oldum sana sonunda…
artık engerekli zehirlerin korkunç krallığında
bulantılı bir ikindiyle çiftleşirken mevsim
Kükürtlü ateşlerin işkence azabında,
demirden topuzlarla sürrealist dağılmanın
Mastar halidir kadavradan efkarın baba;
mezarlıkta kokuşmuş fosilleşmiş kemiğin
içindeki bokböcekleri çürürken otopside;
çiftkanatlı ırmakların kadavradan efkarı
yıldırıma dönüşür korkunç mezarlıklarda..
tapınak sunağında tabletlerle bileylenen
putperest bıçakların metalik keskinliğine
meleklerle koçlar arasında uzatmadığım boynumun
tapınak sunağında taksiratını bağışla!
Çünkü ne sen İbrahim’sin bu mağlup tragedyada
Ne de ben jiletlediğim intiharlarla İsmail’im aslında!
Artık Mezarlık puhusunun dehşetengiz gürültüsü
Zonklar efkarın çelik şakaklarında…
İtalik yazılan sanrıların yazgısı
Şizofrenik kadrajlarda kargışlanır bağışla!
Ne Asfaltlı mekanların dumanlanan ağrısı
Ne konformist depresyonun bıçaklanan sanrısı,
Bir intiharın şahdamarına hatırlatmaz seni baba
Yıkık Mezarlıkların harabatlı çalısında
Şakaklarımda zonklayan münzevi klarnetin
hüzünkar gürültüsü kalbimi dağlar bağışla!
Kanserojen suların girdabından şanın çekilirken
bir sonbahar Arifesi besmelesiz bezminden
işkencenin akciğerine sürgünlenirken sen…
bir bulantı gibi içimin mezarlığından
puhulu ağıtlarla kalkar korkunç cenazen
bağışla baba! varlığım bir ızdırap yokluğuna
indirilmiş hatim bile yok artık mezarlığında!
Kayıt Tarihi : 26.11.2014 16:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!