Ünlü şairin olacaktım.
Sadece sana okuduğum,
Gözlerindeki evrene dalıp,
Gezegenlerin dinlediğini gördüğüm.
Kıtalar, mısralar yoracaktı şairin ilhamını.
Bu şehir gibiyim artık.
Bilinçsiz yapılarım, karmaşık sokaklarım var.
Boğazım gözükse de derin,
Dertlerim orayı da aşıp içime içime akar.
Taksilerim var renk renk.
Yine kalender çıktı sokak lambası,
Arkadaşlarım arasında en delikanlısı.
Yol uzun değil,
Dünyayı dolaşsak karış gidemeyiz düşünce şehrimden.
Yorulur,
Dinlenir,
Sarılırız belki.
Huzur bende kelebek misali kısa süreli.
Olduk biz,
Ham değiliz.
Yok olduk hiçiz.
Solmaksa zaman,
Vermedik hiç aman,
Dünya alçak bir yer,
Çok kırarlar seni küçüğüm.
Belki de kırdılar, yetişemedim.
O yüzden mi gönlün iki büklüm?
Adım atacak gücün kalmadı,
23 Nisan'ım ol sevindir çocukça,
19 Mayıs'ım ol gururlandır gençliğimi.
30 Ağustos'um ol yaşlanalım beraber,
10 Mart'ım ol huzurla ayrılayım yanından.
Tanımıyorsun beni.
Tanısan da sevmezdin muhtemelen,
Kendisiyle çelişen adam,
Ben denizim, ben.
Çıkmak nedir?
Nereye nasıl çıkılır?
Sormazlar mı adama,
Bir kıta şiir yazıp,
İki damla göz yaşı akıttın mı?
Sevdik sevilmedik ve kapandı konu,
Gerisi bir dolu teferruat.
Teferruatları da severiz can yakmasa,
Unuttu sanılanı hatırlatmasa.
Sakin, serin ve derin sular gerek şimdi bana,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!