Saniye Bozlu Şiirleri - Şair Saniye Bozlu

Saniye Bozlu

Ben bu gece de yine seni düşünüyorum,
Bir dirhem uyku yok ki gözümde.
Bir sağa, bir sola dönüp dolanıyorum,
Her resmin, her görüntün çakılı kalmış beynimde.

Anılar peşi sıra akın ediyor,

Devamını Oku
Saniye Bozlu

Aşkım bu şiirim sanadır
İkinci baharım yaşama sevincim
hiçbir zaman geç değilmiş senden öğrendim
yaşama tekrar başlamak için
aşkı yudum yudum içmek için.
Hayat bana tekrar gülüyor bak seninle

Devamını Oku
Saniye Bozlu

Cahillik resmen diz boyu..''Call Center' adı altında insanlara Mekke'den geldiğini yutturdukları güya okunmuş üflenmiş akik taşı satanlar mı istersin; ''kıyafet serbestisi'' adı altında sakalı göğsüne yaklaşan ilkokul öğretmenleri mi, sokaklarda gözleri hariç çula bürünmüş kadınlar mı? Para karşılığı verilmiş diplamalar ellerinde işşsiz gençler ordusu cabası. Nasıl bir ülke olduk biz böyle? ''Nerem doğru ki '' diyen deveyi geçtik artık. Nereyeee gidiyoruzz? Din satan hükümetle yönetilirsen bunlar normal değil mi?
Güya çevremizde spor tesisleri, kültür merkezleri var..Birinden yararlanmaya kalkın hele sıra var derler, kayıt yaptırır aylarca bekler bir sonuç alamazsınız. O tesisler kime veya kimlere peşkeş çekiliyorsa artık. Senelerdir Sefaköy de yaşarım. Sefaköy Yüzme Havuzu'ndan faydalanan tek bir vatandaş göremedim. Kimler içinse o tesisler artık? İnanın sabahın dokuzunda gittim, tesis bomboş, giremezsiniz sıra var dediler. Parasıyla bile yararlanamıyorsunuz.
Bu vatandaş sadece vergisini topladığınız, güttüğünüz sığırlar mıdır? Afedersiniz ama o kadar bile kıymet vermezler zira onların en azından yemi suyu verilir. Çevrenizde ekmek aslanın ağzından midesine çoktan geçmiştir bile.
Diğer yandan bakarım, güya benim seçtiğimi söyledikleri ki ismen bile tanımam milletin vekilleri zevki sefa içinde kendi maaşlarına zam üstüne zam yaparlar. Bir görev süresi yeter onların emekli çıkmasına, artı başka bir yerden de emeklilerse bir tek onlar çifte emekli maaşı alırlar. Ama üçaylığı ile zor geçinen emeklinin (ki 25 sene bilfiil hizmet vermiştir) maaşı devlete en büyük yüktür sorsanız.
Ben seçmedim hiçbirini hayır.. Teşkilat ( ki o ne demek orası da karışık )aday gösterir A partisinden; sende kuzu kuzu gider göstermelik oyunu o partiye verirsin. Kimdir? Necidir? Ne yararlı işler yapmış da mebus adayı gösterilmiştir meçhul. İyi para yedirdiği kesindir ama. Ya da birinin kayrılan oğlu olması da olası elbet. Hala ''Hakimiyet kayıtsız şartsız milletin mi?'' Sevsinler..

Devamını Oku
Saniye Bozlu

Kırılıp parçalara bölünmüş bir ayna tahayyül edin. Başta çok talihsiz bir olay gibi geliyor evet. Sonra bu parçaların bir araya getirilip farklı kombinasyonlarını düşünmenizi istiyorum. Arasından sızarak rengarenk ışık uzmesi yaratan güneş ışığını, değişen ve gülünç yeni ayna görüntülerini, hatta kristalleştiğini, hatta ana maddeyi oluşturup seramiğe dönüştüğünü.
Eskisi gibi olmayacağı aşikardır, ama yeni halinin ne olacağı, onu kıran ellere bağlıdır. Hayat da böyledir. Hayal kırıklıkları, acılar, sevinçler, büyük değişikliklerle doludur. Ama yeni halinin ne olacağı alacağımız derslere ve yaşama sevinci ve umutla yeniden başlamaya, sil baştan kırıkları toplayıp, belki de bir bütün yapmaya; kısacası yeniden şekillendirme işidir.
Ne demiş Şems " Hayatınızın altüst olmasından korkmayın, ne biliyorsunuz altının üstünden güzel olmadığını." Bence de çok haklı, tekdüze değil, değişenliğidir hayatı güzel kılan. Seneyi dört mevsimin güzelleştirdiği gibi. Yapbozun parçalarının bütünü oluşturduğu gibi, sentezin bilmin ve teknolojinin temelinde yatması gibi. Bireyin çocuk, genç, yaşlı olarak hayatını tamamlaması gibi, hep değişken ve farklı.
Her bölümü farklı ve değerli benim için evet, ama geçmişi geride bırakmasaydım, hayatımı yeniden şekillendirmez, bu günkü güzel günlerimin kıymetini bilemezdim. Acılardan, hayal kırıklıklarından hatta trajedilerden korkmayın,; biranönce toparlanıp yeniden başlayın ve eskisinden güzel hale getirin. Aldığınız dersler geleceği daha güzel kılacaktır. Bırakın hayat size yeni süprizler hazırlasın ve hayatınızı renklendirsin. Siyah da bir renktir ve gereklidir. Tıpkı sevinç kadar üzüntü ve acının da yaşama dair olması gibi.

Devamını Oku
Saniye Bozlu

Mutluyken yazamıyor insan,
Ne yazayım solumda ürkek atan serçeyi mi?
Koru alevlenen bedenimi mi?
Fırtına koparken dışarda,huzurla dolu yüreği mi?
Yağmur ıslatıyor kuşları,
Benimse içim sıcacık..

Devamını Oku
Saniye Bozlu

Evet sil baştan başladım ben de hayata. Ama hayatı sıfırladığım o günler de bile bir sıfır önde başladım çünkü ben anneyim.Yaşama sevincim oldu kuzum. Ve her zaman beni koruyup kollayan bir annem vardı en zor zamanlarımda. Bir kızım vardı şimdi iki tane oldu ne mutlu ki. Hayata ve zamana karşı kazandığımız en büyük zafer evlatlarımızdır. Onlara sorumluluklarınızı yerine getirip siz de sorumluluk sahibi evlatlar yetiştirin. Genlerinizi gelecek jenerasyona miras bırakırıız.Hayatın yegane amacı budur. En büyük zenginlik gerçek bir aile sahibi olmaktır.

Devamını Oku
Saniye Bozlu

Geleceği Allah'tan başka kimse bilemez. Falcılık şarlatanlık ve göz boyamadan ibarettir. O halde geleceği öngörmek ve yönlendirmek nasıl mümkün olmaktadır?
Bunun tek izahı vardır. "Akıl ve tecrübe" "Tarihi iyi bilip doğru değerlendirme".
Bir çocuğu bir yetişkinden ayıran nedir? Zekası mı? Hayır, hayat tecrübesidir. Çocukların dimağları taze, içgüdüleri kuvvetlidir. Kalpleri sevgi doludur ancak öğrenme anca yaşadıkça edinilecektir. Tıpkı yanan bir sobaya el sürerse olacakları deneyimleyen çocuk gibi, hayatımız boyunca bu öğrenme bitmez. Matematik ve diğer bilim dalları gibi Tarih de aslında kesin sonuçlar içerir. Nedenleri ve gelişimi aynı olan olayların sonucu farklı olamaz. " Tarih tekerrürdür çünkü aynı özellikleri ve şartları taşıyan ortamlarda yapılan deney aynı sonucu verecektir. İki kere iki dört tür çünkü. Ve hangi muhasebeci isterse istesin değişmeyecektir.
Ancak gerekli ve gözden kaçırılmaması gereken bir şey var. " Olayları doğru değerlendirmek"
İşte burada yine çocuklarımızın sahip olduğu müthiş sağduyu ve üstüne eklememiz gereken bizim tecrübelerimiz. Çünkü bazen tarihin tekerrürü bir ömrü geçecek uzunluğa tekabül edebilir, Bazen de bu süreç gözümüzün önünde yaşanır biter de farketmeyiz.
Tarih boyunca güçlü devletlerin asimile politikalarının nedeni işte tam olarak da budur. Kendinizden aşağı bulduğunuz bir ırkı ya da bir zümreyi (ki kimse kimseden üstün değildir, sınıf farkına inanmam.) neden sizinle aynı donanıma getirmeye uğraşasınız. Madem değmeyecek olarak görürsünüz, neyi "iyileştirme çabası" dır bu. Ki gelişen dünyada iyilik ve kötülük de bu kadar göreceliyken. Amaç zaten daha iyiye yöneltmek değildir, kafaları bulandırıp, gerçeği farkedemeyecek kadar muhakeme yeteneğini kendi lehine çevirmektir. Ve bu da anca bağnazlıktır, başka bir şey değil.

Devamını Oku
Saniye Bozlu

Bu gün hiç okumadığım ve muhtemelen de okuyamayacağım bir kitabı çok ama çok merak ettim. Onu incelemeyi ne çok isterdim. Altı veya on yaşlarında bir Alman çocuğun önüne konan bir Tarih ders kitabını. Herhangi birini. O yaştaki bir çocuğa dedelerinin, atalarının neler yaptığı ve bu olanlardan onun ve gelecekteki çocuklarının sorumlu olmadıkları, suçluluk duymamaları nasıl öğretilir ki? Nazi tarihini nasıl anlatıyor gelecek kuşaklara Alman literatürü?
Vaktiyle Musevi asıllı bir patronum vardı, dünya tatlısı ama konu paraya gelince ketum. Ve bir gün bir Alman müşterimiz oldu, adam oldukça yaşlıydı, yani yakın geçmişten etkilenmediğini söyleyemeyiz. Patronumun ona karşı tutumunun ne olacağını çok merak etmiştim. Çünkü yaşlı adam müesseseye gelene kadar patronumu tanımıyordu? Patronum hiçbir şekilde değişik bir tepki vermedi. Diğer müşterilerine nasılsa ona da aynıydı. Farklı tek bir jest veya mimik tek bir hareket, söz göremedim. Onun gözünde sıradan bir müşteri idi işte. Hem neden öyle olmasındı ki, onu tanımıyordu bile. Milliyeti, cinsi, ırkı onu niye ilgilendirsin. Haklıydı...İnsanları tanımadan asla yargılamamak gerekir kim olurlarsa olsunlar?
Sonra bizi düşündüm, bizim tarihimizi. Ne kadar da şanslıydık. Torunlarımıza, hatta onların torunlarına anlatacak ne güzel kahramanlık hikayelerimiz vardı. Dolu dolu bir tarih. Gururla ve merakla okuyabileceğimiz. Ve kardeşlikten, dostluktan, hoşgörüden, eşitlikten ve birçok şeyden geçmişimizde utanmadan ders verebilirdik. Evlatlarımıza diyebilirdik "Oku ve atalarından gurur duy ve daha güzel şeyler yap. Onlara layık ol." Bunun karşılığı yok, pahabiçilemez bir hazine bu.

Devamını Oku
Saniye Bozlu

Te xew kir ey yâr?

Eger ez bê deng derewin li kêlleka te
Eger ez bê seatan li seyr kirin te
Âyâ, be nezer ?

Devamını Oku
Saniye Bozlu

Ecrin der ki iki cihan bir olsa,
Zemheri ortası çiçekler açsa,
Kurt kuşa, aslan ceylana yem olsa,
Yine de "GİT" benden sana yâr olmaz.

Devamını Oku