Neşenin de fukaralığı olur mu?
Deme bana öyle ;
Bende hayat siyah-beyaz
Rengim gitti , dönmüyor geriye.
Umutsuzluk çöktü ruhuma,
Her gece , her gece
Fırtına başlar yeniden gönlümde.
Sessizce bir köşede kıvrılır,
Bu yıkıma şahit olurum
Sonrasında , geride neler kaldıysa,
Minik bir serçeyim
Gök yüzüne küsen , özgürce uçamayan
Aşkın kalemiydim ben
Dertli dizeleri kağıda dökemeyen
Nereye ait olduğumu bilemiyorum
Bekliyorum öylece , için için yanıyorum
Her esinti beni , bir yere savuruyor
Bekliyorum , beklemek cehennem gibi
Binalar yıkılır , toz toprağa karışarak
Bir gün , bu zaman bize
Bir oyun oynarsa.
Akan bu hayatın içinde,
Her birimiz bir yerlerde kalırsak.
Bil ki birileri hala
Pencere kenarına oturmuş
Ellerini koklayıp da bırakamadığım
Yüzüne bakıp da doyamadığım
Gözlerim dolu dolu olup da ağlayamadığım
Nasıl bırakıp gittin beni
Korkum buralardan gitmen değil
Bu genişliğine rağmen
Neden dar gelir dünya bana.
Bu ağlamalar niye?
Nice sevilecek şey varken.
Bu umutsuzluklar niye?
Ümitlerimi yeşertecek olan varken.
Bahar geldi şehrimize
Canlandı sokaklar bahçeler
Bağdaş kurup oturmuş bir adam
Çiğ düşmüş çimenlerin üzerinde
Lacivert çökmüş gök yüzüne
Şimşekler çakıyor , yağmura yol göstermek için
Yalnızlığım dolaşıyor bu kasvetli havada
Sensizliği çekiyorum ciğerlerime
Geride ne kaldı?
Acılarla dolu sevda geçmişi
Birkaçı yırtılmış
Ama hepsi sararmış fotoğraflar
Kabuk tutmaktan yorulmuş yaralar



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!